Ksantelazma, toplumda göz kapağı üzerinde ve çevresinde meydana gelen yağ bezeleri/kistleri olarak bilinmektedir. Tıbbı olarak ksantelazmalar yağ kisti olarak değerlendirilir. Ancak yapısal olarak vücutta görülen beze ve kistlerden farklıdır.
Bu yazımızda göz çevresinde ortaya çıkan ksantelazmaların neden olduğu ve tedavi yöntemleri ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Ksantelazma bir çeşit yağ kistidir. Ancak yapısal olarak vücudun diğer alanlarında görülen kistlerden farklıdır. Yağ kistleri yuvarlak ve dışı pürüzsüz bir yapıdadır. Ancak göz kapağı çevresinde ortaya çıkan ksantelazmalar bir tabaka halindedir.
Aşağıdaki görselde saçlı deriden çıkartılan bir yağ kisti ve göz çevresinde ortaya çıkan bir yağ bezesi gösterilmektedir. Her ikisi de yağ kisti olmasına rağmen hem yapısal hem de görüntü olarak birbirinden farklıdır.
Vücutta bulunan yağ kistleri ve göz çevresinde bulunan ksantelazmalar yapısal olarak farklı olduğu için tedavi yöntemleride birbirinden farklıdır. Vücutta bulunan yağ kistleri ameliyatla tedavi edilmektedir. Ancak göz çevresinde bulunan yağ bezeleri ameliyatsız olarak tedavi edilebilmektedir.
Bazı hekimler tarafından göz çevresindeki yağ kistleri de ameliyatla tedavi edilmektedir. Ancak İDEA şubelerinde ksantelazma tedavisi ameliyatsız yöntemlerle yapılmaktadır. Bu sayede göz çevresi gibi dikkat çekici bir alanda ameliyat ve dikiş izi kalmadan tedavi gerçekleştirilmektedir.
Kandaki yağ seviyelerinin yüksek olması enzim bozukluğuna neden olmaktadır. LDL nin yani kandaki kötü kolesterolün yüksek olması yağ dokularının cilt yüzeyine itilmesine neden olmaktadır. Yağ dokularının cilt yüzeyine çıkması sonucunda ise göz çevresinde ksantelazma oluşmaktadır.
Kolesterolü olanlarda, karaciğer hastalığı olanlarda, aşırı kilolu bireylerde, sigara içenlerde vücutta yağ birikmesi durumu daha fazla olabileceğinden bu kişilerde ksantelazma görülme riski daha fazladır.
Göz kapağı çevresindeki yağ kistlerinde uygulanan tedaviler 2 ana başlıkta toplanmaktadır. Bunlar ameliyatlı ve ameliyatsız yağ kisti tedavileridir. Ameliyatta kesi ve dikiş olmasından dolayı tercih edilmez. Onun yerinde kesi ve dikişin olmadığı yani tedavi sonrasında iz kalmayan modern ve teknolojik yöntemlerle yapılan ameliyatsız tedaviler tercih edilmektedir.
Göz kapağında bulunan yağ bezeleri lazer ve radyo frekans yöntemleri ile ameliyatsız olarak tedavi edilebilmektedir.
Lazer teknolojisi 2000li yıllarından başından beri sağlık ve estetik alanında aktif olarak kullanılmaktadır. Ksantelazma tedavisinde de lazer yöntemi denenmiş ancak istenen sonuçlar alınamamıştır. Lazer cihazı daha çok yüzeysel leke ve lezyonların tedavisinde başarılı olarak kullanılmaktadır. Ancak ciltten kabarık lezyonlarda lazer cihazının etkisi yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle et benleri de lazerle tedavi edilememektedir. Tıpkı et benleri gibi ksantelazmalar da ciltten kabarık lezyonlardır. Bu nedenle lazer cihazının etkisi yetersiz kalmaktadır. Ancak başka tedavilerle kombine olarak uygulanmaktadır.
Lazerle tedavi edileceği söylendiğinde lazerin tedavi edici olmadığı tedaviye ek destekleyici bir yöntem olduğu unutulmamalıdır.
Radyo frekansla ksantelazma tedavisi Türkiye’de ilk olarak İDEA Klinik doktorlarından Atilla Kaya tarafından kullanılmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Doktor Atilla Kaya zaman içerisinde radyo frekansla ksantelazma tedavisini geliştirmiş ve mükemmel sonuçlar almıştır. Şimdilerde ise birçok doktor ve klinik tarafından ksantelazma tedavisi radyo frekans yöntemi ile ameliyatsız olarak tedavi edilmektedir.
Radyo frekans cihazı radyo dalgalarını ısı enerjisine dönüştüren bir cihazdır. Yüksek ısı yaymasına karşın cihaz oldukça hassas ayarlanabilmektedir. Bu sayede ciltten buharlaştırılmak istenen doku milimetrik olarak istenilen ölçüde kademe kademe buharlaştırılabilmektedir.
Ksantelazma tedavisinde de yağ dokusu ciltten istenen ölçüde milimetrik olarak buharlaştırılabilmektedir. Radyo frekans ile buharlaştırma sonrasında bandaj ya da herhangi bir özel uygulama yapılmasına gerek duyulmaz. Tedavi edilen alan tıpkı yarar iyileşir gibi 6 7 gün içerisinde kendiliğinden iyileşir. İyileşme tamamlandığında yağ kistinin olduğu alanda sağlıklı doku oluşur.
Göz kapağında yağ bezesi tedavisi sonrasında iz kalıp kalmayacağı tedavinin hangi yöntemle yapıldığına ve tedaviyi yapan doktorun el becerisine bağlıdır. Eğer tedavi ameliyatla yapılırsa dikiş iz kalır. Ancak tedavi ameliyatsız yöntemlerle yapılırsa iz kalma riski minimumdur. Hiç iz kalmaz denmesi gerçekçi değildir. Ancak göz kapağı çok ince bir deriye sahip olduğu için vücudun diğer alanlarına göre iz kalma riski çok daha azdır. Tedavi sonrasında genellikle hiç iz kalmaz ya da ancak çok dikkatli bakınca fark edilebilecek hafif bir iz kalabilir.
İz kalmaması ya da en minimal iz kalması için tedaviyi mutlaka ksantelazma tedavisi alanında uzman bir doktorun yapması önerilmektedir.
Ksantelazmaların doğal yöntemlerle tedavisi mümkün değildir. Ameliyatsız ve cerrahi yöntemlerle son derece avantajlı ve pratik şekilde yapılabilmektedir.
Ksantelazma tedavisi için genel cerrahi uzmanına başvurabilirsiniz. Ameliyatsız yöntemleri tercih edip, ksantelazma tedavisinde tecrübeli bir hekim tercih etmeniz sizin için avantaj sağlayacaktır. Bu doğrultuda IDEA Kliniklerden size en yakın olan bir şubeyi tercih edebilirsiniz. Kliniklerimizin tümünde ameliyatsız yöntemlerle ksantelazma tedavisi yapılmaktadır.
Doku derinliğinde birikim olduğu için krem o derinliğe ulaşamaz ve herhangi bir etki gösteremez. Kremler daha çok yüzeysel sorunlar için önerilir ve kullanılır. Krem bu derinliğe ulaşsa bile kitlesel bir yapıl olduğu için etkilenmez.
Daha çok ameliyatsız tedavi yöntemleri tercih edilmektedir ama hastada göz kapağı sarkması da beraberinde varsa bu durumda ameliyatla alınabilir.
Ameliyat sonrası deri açıklığı dikiş ile kapatılır. Bir çok klinik dikişler alınana kadar pansuman önerilir ve banyoyu yasaklar, bazı klinikler 2 gün sonra banyo önerir, rutin pansuman önermez ama yine de ameliyatı yapanın önerilerine uyulmalıdır.
Ameliyatsız yöntemlerle yağı eritme işlemi sonrası açık yara olur, 2 gün sonra banyo yapılabilir, yara kapanana kadar günde 3 – 4 defa Kutalin Krem kullanılır.
Bilinen hiçbir tehlikesi yok denebilir ancak birikinti çok artarsa göz kapağı göz bebeğinin üstüne devrilerek görmeyi kalitesizleştirebilir.
Tehlike olarak değerlendirilmese de çok ilerlerse tedavisi zorlaşır.
Hastalık temelde metabolizma ile ilgili bir sorun olduğu ve tedavi kişinin metabolizmasını değiştirmediği için yeni alanlarda yenileri oluşabilir. Tedavi edilen bölgeler skar dokusu olduğu için o alanlarda tekrar olma ihtimali çok düşüktür.
Bu hasta grubunda genellikle kan kolesterol düzeyi yüksektir, doktor önerisi doğrultusunda diyet yapılıp kolesterol düşürücü ilaçlar alınırsa tekrarlama ihtimali düşer.
Kendiliğinden, ağızdan alınan ilaçlarla, bölgesel kremlerle geçmesi mümkün değildir. Yağ birikintisi dış etkilerden etkilenmeyecek şekilde sınırlanmıştır, içinde damar olmadığı için kan dolaşımından da etkilenmez.
Bitkisel kremler, solüsyonlar yağ tabakasına ulaşamayacağı için hiçbir etkisi olmaz. Bu tür uygulamalara gereksiz para harcamak ve vakit kaybetmek yerine milyonlarca insana uygulanmış, sonuçları görülmüş bilimsel yöntemlerle tedavi olunmalıdır.
Sarımsak daha çok deri üzerindeki sorunların çözümü için kullanılır, içeriğindeki tahriş edici maddelerin tahriş gücünden yararlanılır ama burada yüzeysel bir sorun yoktur, derin planda kolesterol – lipit birikimi vardır ve onu asla etkilemez. Kolesterol/lipit yapı olarak yağa benzer ve ya keserek alınmalıdır ya da eriterek yok edilmelidir.
Hayır göz kapağında yağ bezesi elma sirkesi yada herhangi bir sirke ile tedavi edilemez. Sirke derinin en üst tabakasını eritebilir ama burada yağ birikintisi daha derin planda olduğundan dolayı sirkenin etki etmesi mümkün değildir. Gereksiz yere yaralanma olduğu gibi ayrıca sirke göze de zarar verebilir.