Blog

  • Makatta Kanama Neden Olur?

    Makatta kanama kabızlık gibi önemsiz bir nedene bağlı olabileceği gibi basur, makat çatlağı, kolon kanseri gibi daha ciddi nedenler kaynaklı da olabilir. Bu tür risklerin olduğu göz önüne alınarak bir haftadan uzun süren kanamalarda mutlaka uzman bir hekime başvurulmalıdır.

    Kanamanın şiddeti ve rengi neden olan hastalığa göre farklılık gösterebilmektedir. Kanama dışkılama sırasında yoğun bir şekilde olabileceği gibi gün içerisinde iç çamaşırının lekelenmesi şeklinde de görülebilir. Bazı kanamalarda ağrı şikayeti görülürken (bkz. makat çatlağı) bazı kanamalarda ağrı şikayeti görülmez.

    Yazımızın devamını inceleyerek makat bölgesinde ortaya çıkan kanamalar hakkında genel bir bilgi sahibi olabilirsiniz.

    Makatta Kanamaya Neden Olan Hastalıklar

    • Basur (makatta kanama şikayetinin en sık görülen sebebidir.)
    • Makat Çatlağı
    • Makat Kanseri
    • Kondilom
    • Fistül
    • Mayasıl
    • Kronik Kabızlık
    • Makat İçerisinde Polipler

    Makattan Kanama Yapan Hastalıklarda Kanama Nasıl Görülür?

    Basur Kanaması

    Basur kabızlığa bağlı olarak aşırı ıkınma sonrasında makat içerisinde bulunan memeciklerin şişerek makat dışına sarkmasıdır. Basur hastalığı bu memeciklerin makattan sarkması durumuna göre 1den 4 e kadar derecelendirilmektedir. Makatta kanama her evrede görülebilir. Ancak ağrı şikayeti ilk evrelerde görülmezken 4. evre hemoroidlerde kişinin hayat kalitesini etkileyecek düzeyde ağrı şikayeti görülebilir.

    Basur hastalığı ilk evlerde ameliyatsız bir şekilde lazerle tedavi edilebilir. Lazere uygun olmayan hastalarda ise bir diğer ameliyatsız basur tedavisi olan lastik bantla basur tedavisi tercih edilir. Her iki yöntemde kesi ve dikiş olmadan, klinik ortamında kolaylıkla uygulanabilir. Çok ileri basur şikayetlerinde ise THD ameliyatı uygulanır. Basur şüpheniz varsa erken dönemde uzman bir hekime başvurarak ameliyatsız bir şekilde hemoroid hastalığınızdan kurtulabilirsiniz.

    Basur memeciğinin derisi pürüzsüz ve zariftir. Bu nedenle sürtünme yada aşırı ıkınma ile kanama görülmesi muhtemeldir.

    Her basurda kanama olmaz. Ancak basur hastalığına bağlı olarak görülen kanama fışkırır tarza yada damlama şeklinde olan açık kırmızı renktedir.

    Makat Çatlağı

    Makat çatlağı kabızlığa bağlı olarak sertleşen dışkının makattan geçişi esnasında anüs derisinde oluşturduğu yara ve yırtıklardır. Bu yara ve yırtık dışkılama esnasında kanar ve oldukça can yakıcı bir ağrıya neden olur. Dışkılamanın yapılması için makat kasları istemsizce kasılır. Bu kasılmalar yüzünden makatta oluşan yaralar maalesef ki kolaylıkla kendi kendine iyileşemez ve makatta kanamaya neden olabilir.

    Akut yani yeni oluşan makat çatlağı şikayetlerinde anuflex krem kullanımı ile %70-80 oranında iyileşme sağlanabilir. Krem ile sonuç alınamayan vakıalarda ise ameliyatsız makat çatlağı tedavisi olarak botox enjeksiyonu ile tedavi tercih edilir. Çok ileri düzey makat çatlağının tedavisi ise hastane ortamında ameliyatla yapılmaktadır.

    Makat bölgesinde yapılan ameliyatlarda makat kaslarının zarar görme riski bulunur. Makat kaslarının zarar görmesi kalıcı gaz ve dışkı kaçırma sorununa neden olabilir. Bu nedenle makat bölgesi hastalıklarının tedavisinde öncelik kesi ve dikiş olmayan ameliyatsız tedavi yöntemleridir.

    Bu ağrı hastalar tarafından genellikle cam kesiyormuş gibi bir ağrı olarak tanımlanmaktadır. Kanama basurdan daha az olmasına karşın ağrısı basurdan oldukça fazladır. Ağrı şikayetini hafifletmek ve kolay dışkılama için anuflex kremle rahatlama sağlanabilir. Ancak sorundan tamamen kurtulmak için doktor kontrolünde tedavi önerilir.

    Kansere Bağlı Makat Kanaması

    Makat bölgesi ile bağlantılı kanser türleri şunlardır; makat (anüs) kanseri, rektum ve bağırsak kanseri, kolan kanseri. Anüs kanseri nadir görülen bir kanser türüdür. Ancak Kolon ve Bağırsak kanseri ise daha yaygın görülen bir kanser türüdür.

    Makat bölgesinde yada bağırsağın son kısmında oluşan kanserleri geniş çaplı ve hassas bir yara gibi düşünebiliriz. Bu hassas yara dışkılama esnasında basit bir sürtünme ile bile kanamayabilmektedir. Makatta kanama sorunu kanserle ilişkili olabilmesi ihtimalinden dolayı bu tür şikayetlerin göz ardı edilmemesi oldukça önemlidir.

    Perianal Fistül

    Perianal fistül makat bölgesinde görülen en zorlu hastalıktır. Perianal fistül makat ve bağırsak arasında oluşan iki ucu açık bir kanaldır. İki ucu açık olan bu kanalda devamlı şekilde akıntı ve iltihap gelmektedir. Bu nedenle hastaların makat bölgesinde sürekli ıslaklık, kötü koku, kaşıntı gibi şikayetler görülmektedir.

    İltihap akışına bağlı olarak hassaslaşan bölgede sık olmasa da akıntı ile karışık makatta kanama şikayeti de görülebilmektedir. Ek olarak hassaslaşan bölgede sürtünmeye neden olan kıyafetlerde hafif düzeyde kanamaya neden olabilir.

    Anal Dermatit – Mayasıl

    Mayasıl sorunu halk arasında sıklıkla basur hastalığı ile karıştırılır. Oysa iki hastalık birbirinden oldukça farklıdır. Basur makat içerisinde bulunan damarsal yapıların aşırı ıkınmaya bağlı olarak makat dışına sarkmasına bağlı olarak oluşan bir hastalıktır. Mayasıl ise ciltte ortaya çıkan ve kaşıntıya neden olan alerji benzeri bir deri hastalığıdır.

    Tahriş olan ve hassaslaşan ciltte sürtünmeye bağlı olarak hafif düzeyde ya da iç çamaşırına bulaşacak düzeyde makatta kanama şikayeti görülebilir. Mayası sorunu için hem kaşıntıyı önleme hem de cildi yatıştırma etkisi olan pruzon pomad krem kullanılması önerilir.

    Kondilom (Anal Siğil)

    Makat bölgesinde görülen en sorunlu hastalıklardan birisi de kondilom yani anal ve genital siğillerdir. Bu siğiller HPV virüsüne bağlı olarak oluşan lezyonlardır. Yapısal olarak normal siğillerle benzer olmasına karşın bu bölgede oluşan siğillerin diğer siğillerden farklı olarak kanserleşme riski bulunmaktadır.

    Anal bölgede görülen siğiller pürüzlü (karnabahar gibi) bir yapıdadır. Tek tek yada yaygın olarak bulunabilir. Anüs bölgesi nemli bir bölgedir. Bu nedenle bu alanda bulunan siğiller oldukça hızlı bir şekilde yayılabilir, bulaşabilir. Ayrıca tedavi edilmedikçe kanserleşme riski bulunur. Bu nedenle anal ve genital bölgede görülen lezyonlar için vakit kaybetmeden uzman bir hekime başvurulması önerilir.

    Kondilomlar kaşıntıya neden olan deriden kabarık lezyonlardır. Bu nedenle kaşınma esnasında koparak makatta kanamaya neden olabilir. Basur ya da makat çatlağı gibi yoğun bir kanamaya neden olmaz. Daha çok iç çamaşırına bulaşma şeklinde görülür. Ancak büyük bir lezyonun hasar alması ya da kopması durumunda daha yoğun bir kanama görülebilir.

    Kondilom yani HPV kaynaklı kanser riskini önlemek için dünya sağlık örgütü tarafından çocukluk yaşından itibaren yapılabilen GARDASİL aşısı önerilmektedir. Bu sayede HPV kaynaklı kanserlerin büyük oranda önüne geçilmektedir.

    Makatta Kanama Şikayeti İçin Hangi Doktora Gidilir?

    Makatta kanama şikayeti için genel cerrahi branşının alt dalı olan Proktoloji bölümü tercih edilmesi önerilir. Proktoloji genel cerrahinin makat hastalıkları alanı ile ilgilenen alt branşıdır. Makat hastalıkları birbiri ile oldukça benzerlik göstermektedir. Bu nedenle doktor tercih ederken proktoloji uzmanı tercih edilmesi doğru teşhis ve tedavi açısından önemlidir. Ayrıca proktoloji uzmanı bir hekim tercih edilmesi sayesinde ameliyatsız tedavi yöntemleri ile tedavi olunabilir.

    Dışkılama Sonrasında Peçetede Kan Görülmesi Tehlikeli Midir?

    Dışkılama sonrasında peçetede kan görmek genellikle makat çatlağı hastalığını düşündürür. Bu hastalık tehlikeli yani kansere dönüşen bir hastalık değildir. Ancak oldukça ağrılı ve hayat kalitesini düşüren bir hastalıktır. Bu nedenle tehlikeli olmasa daha hastalar tarafından en kısa sürede tedavi edilmesi önerilir.

    Dışkılama sonrası peçetede kan görmek makat çatlağının düşündürse de hastayı görmeden, muayene etmeden net bir şey söylemek sağlıklı olmayacaktır. O yüzden bir haftadan uzun süren kanama şikayetleri için uzman hekime başvurulması önerilir.

    Makatta Kanama Nasıl Teşhis Edilir?

    Makatta kanama sorununun nedeninin tespit edilmesi için öncelikle hasta hikayesi dinlenir ve fiziksel muayene yapılır. Bu aşamada fiziksel muayene yeterli görülmezse anoskop muayenesi yapılır. Anoskop muayenesi sayesinde makatın son on santimlik kısmı görüntülenebilir.

    Anoskop muayenesinin yeterli görülmediği durumlarda daha detaylı bilgi edinebilmek için kolonoskopi uygulaması yapılması önerilir.

    Bakteri ve enfeksiyonlardan şüphelenilen durumlarda ise rektal kültür çubuğu ve dışkı testi gibi uygulamalara başvurulur.

    Makatta Kan Gelmesi Tehlikeli Midir?

    Bazı kanamalar kabızlık gibi geçici bir sorun kaynaklı iken bazı kanamalar kanser bağlantılı olabilir. Bu nedenle kanser riski göz ardı edilmemeli ve bir haftadan uzun süren kanama şikayeti için doktora başvurulmalıdır.

    Makatta Kanama Kendi Kendine Geçer Mi?

    Kanamanın altında yatan bir hastalık öyküsü yoksa kendiliğinden geçebilir. Ancak altta yatan bir hastalık varsa kendi kendine geçmez. Mutlaka hastalığın tedavi edilmesi gerekir.

    Makatta Kanama Nasıl Engellenir?

    Kabızlık makattan kan gelmesinin ve makat hastalıklarının bazılarının temel sebebidir. Bu nedenle kabızlığın önlenmesi ile buna bağlı kanamalar da engellenmiş olur.

    Kabızlıktan korunmak için lifli gıda yönünden zengin bir şekilde beslenilmesi gerekir. Ayrıca bol sıvı tüketilmesi ve daha hareketli bir yaşam tarzı tercih edilmesi önerilir.

    Anoskop Muayenesi Nasıl Yapılır?

    Makat hastalıklarında teşhis için anoskop muayenesi oldukça önemlidir. Klinik ortamında kolaylıkla uygulanabilir. Detaylı bilgi için konu ile ilgili aşağıda paylaşılan videomuzu inceleyebilirsiniz.

    Kaynaklar

    Sabry, A. O., & Sood, T. (2023). Rectal Bleeding. In StatPearls [Internet]. StatPearls Publishing. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK563143

    Walsh, C. J., Delaney, S., & Rowlands, A. (2018). Rectal bleeding in general practice: new guidance on commissioning. British Journal of General Practice, 68(676), 514-515. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6193784

  • Varis Hastalığı ile İlgili Merak Edilenler (2024 Güncel Bilgiler)

    Varis hastalığı kadınlar arasında oldukça yaygın görülen bir sorundur. Toplumda yaklaşık olarak kadınların %30 unda çeşitli düzeyde görülmektedir. Bu oran yaş ilerledikçe daha da artmaktadır. (1) Bu yazımızda toplumun önemli bir kısmını etkileyen toplardamar genişlemesi sorunu hakkında merak edilen sorular detaylı olarak ele alınacaktır.

    Önerilen Makale : Ameliyatsız Varis Tedavileri Nelerdir?

    Varis Neden Olur?

    Varis hastalığı toplardamarlarda meydana gelen bir hastalıktır. Toplar damarlar kanı temizlenmek üzere kalbimize taşıyan damarlardır. Bu damarların üzerinde kanın kalbe taşınırken geriye kaçmasını engelleyen kapakçıklar bulunmaktadır. Bu kapakçıkların bozulması kanın kalbe taşınırken geriye kaçmasına neden olmaktadır.

    Kanın geriye kaçması sonucunda kirli kan damarda birikir. Damarda biriken kirli kan damarın yapısının bozularak genişlemesine neden olmaktadır. Bu yapısal bozulma varis olarak adlandırılmaktadır.

    Varis oluşmasına neden olan başlıca durumlar şunlardır;

    • İleri yaş
    • Cinsiyet (kadınlarda erkeklerden çok daha yaygın görülür)
    • Genetik yatkınlık (ailesinde varis olanlarda daha sık görülür)
    • Gebelik ve doğum
    • Uzun süre ayakta kalmak / oturmak
    • Dar kıyafetler tercih etmek
    • Hareketsiz bir yaşam tarzı

    Ailesinde varis olan her bireyde de bu sorunun olacağını söylemek doğru olmaz. Ancak ailesinde varis olan bireylerde risk normalden 2 kat fazladır.

    Varis Nasıl Geçer?

    Varis hastalığı damarlarda ortaya çıkan yapısal bir sorundur. Bu nedenle kendi kendine geçmez. Mutlaka sorunlu damara doktor müdahalesi gerekir. Geliştirilen çağdaş yöntemler sayesinde her tür ve boyutta varis ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilebilmektedir.

    Güncel olarak kullanılan varis tedavi yöntemleri şunlardır;

    • Lazerle varis tedavisi
    • Radyo frekansla varis tedavisi
    • Skleroterapi ile varis tedavisi
    • Köpükle varis tedavisi
    • Mikroflebektomi yöntemi ile varis tedavisi
    • Yapıştırma ile varis tedavisi

    Varis Belirtileri Nelerdir?

    Varis, genellikle bacaklarda görülen ve damarların genişlemesiyle ortaya çıkan bir sağlık problemidir. Varis belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak genellikle şu şekilde kendini gösterir:

    1. Bacaklarda Şişlik ve Ağrı

    Varis hastalığının en yaygın belirtilerinden biri bacaklarda şişlik ve ağrıdır. Özellikle uzun süre ayakta kalındığında veya oturulduğunda bacaklarda rahatsızlık hissi yaşanabilir. Şişlik ve ağrı, genellikle günün ilerleyen saatlerinde daha belirgin hale gelir. Başlangıç aşamasındaki varislerde ağrı şikayeti yaşanmaz ama ilerlemiş varislerde şiddetli ağrı görülebilir. Hatta bu ağrılar kişinin sosyal hayatını zora sokacak düzeye ulaşabilir.

    2. Kıvrımlı ve Ciltten Kabarık Damarlar

    Varisli damarlar, cilt yüzeyinde mavi veya mor renkte görülebilir. Bu damarlar genellikle bacaklarda, özellikle de diz arkası ve baldır bölgesinde belirginleşir. Varislerin ilerlemesi ile birlikte bu damardan ciltten kabarık ve belirgin bir hal alır. Hem sağlık açısından hem de estetik açıdan istenmeyen bir görünüme neden olabilmektedir.

    3. Yorgunluk ve Bacaklarda Ağırlık Hissi

    Varisler bacaklarda yorgunluk hissine yol açabilir. Bu durum, özellikle uzun süre ayakta kalındığında veya yoğun fiziksel aktivite sonrası daha belirgin hale gelir. Ayrıca bazı kişilerde bacaklarda hissizlik veya karıncalanma da yaşanabilir.

    4. Deri Değişiklikleri

    Varis ilerledikçe bacak derisinde değişiklikler gözlemlenebilir. Cilt renginde koyulaşma, varisli bölgenin etrafında kaşıntı veya egzama benzeri döküntüler meydana gelebilir.

    5. Bacaklarda Kramp ve Gece Krampları

    Varis bazı hastalarda ise bacaklarda kramp şikayetine neden olmaktadır. Bu kramplar özellikle geceleri ortaya çıkan ve hastayı uykudan uyandıracak şiddette olabilmektedir.

    6. İnce Cilt Altı Damarlar

    Bazı kişilerde, cilt altında ince ince görünen damarlar olabilir. Bu damarlar genellikle varislerden önceki aşamayı gösterir ve cilt yüzeyinde belirginleşir. Bunlar kılcal damar ya da örümcek ağı varisler olarak da anılmaktadır.

    Bu belirtilerden bir veya birkaçının oluşması hastanın varisleri olduğunu düşündürür. Net teşhis için mutlaka kalp ve damar cerrahisi uzmanına başvurulmalı ve doppler çekimi yapılmalıdır.

    Varis Önlenebilir Mi?

    Varis oluşumu gerekli tedbirler alınarak önlenebilir, risk en aza indirilebilir ya da varislerin ilerlemesi önlenebilir / yavaşlatılabilir. Varisler hem sağlık açısından hem estetik açıdan istenmeyen durumlara neden olmaktadır. Bu yüzden önlemek için alınması gereken tedbirler oldukça önemlidir. Özellikle genetik yatkınlığı olan bireylerin gerekli önlemleri alması varis oluşumundan korunmak için oldukça önemlidir.

    1. Düzenli Egzersiz Yapın! Daha Hareketli Bir Yaşam Tarzı Benimseyin.

    Düzenli egzersiz yapmak, bacak kaslarını güçlendirir ve kan dolaşımını artırır. Yürüyüş, yüzme ve bisiklet sürme gibi düşük etkili kardiyo egzersizleri, damarların sağlıklı kalmasına yardımcı olabilir. Egzersiz sırasında bacak kaslarınızın çalışması, kanın kalbe geri dönmesine yardımcı olur.

    Gün içerisinde araba kullanmak yerine yakın mesafelere yürüyerek gitmeyi deneyebilirsiniz. Uzun süre oturacağınız ya da ayakta kalacağınız durumlarda belirli aralıklarla mola vererek en azından odanın içerisinde biraz hareket edebilirsiniz.

    2. Kiloyu Kontrol Altında Tutun!

    Aşırı kilo, bacaklardaki damarlar üzerinde ekstra baskı oluşturarak varis riskini artırabilir. Dengeli bir diyet ve düzenli egzersiz ile sağlıklı bir kilo aralığını korumak, varislerin önlenmesine oldukça önemlidir.

    Kilonuzu kontrol altına alarak varislerin oluşmasını ve ilerlemesini engelleyebilirsiniz.

    3. Uzun Süre Aynı Pozisyonda Kalmayın!

    Uzun süre oturmak veya ayakta kalmak, kanın bacaklarda birikmesine ve varis riskinin artmasına neden olmaktadır. Eğer gün boyunca uzun süre oturmanız gerekiyorsa, ara ara kalkıp yürüyüş yapın veya bacak egzersizleri yapın. Ayakta çalışıyorsanız, bacaklarınızı zaman zaman yukarı kaldırarak kan dolaşımını iyileştirin.

    4. Varis Çorabı Kullanabilirsiniz.

    Varis çorapları bacakların doğru noktalarına doğru oranda basınç uygulanmasını sağlar. Bu sayede kanın kalbe taşınmasına yardım eder. Böylece daha sağlıklı bir dolaşım olur, varislerin oluşması ve ilerlemesi engellenebilir.

    Ayrıca varis çorabı kullanımı ile varise bağlı bacak ağrıları en aza indirilebilir.

    5. Sağlıklı Beslenmeye Özen Gösterin!

    Antioksidanlar ve vitaminler açısından zengin bir diyet, damar sağlığını destekleyebilir. Özellikle C vitamini, E vitamini, flavonoidler ve omega-3 yağ asitleri, damar duvarlarını güçlendirir ve kan dolaşımını iyileştirir. Meyve, sebze, tam tahıllar ve sağlıklı yağlar içeren dengeli bir beslenme planı uygulayın.

    6. Dar ve Bacakları Sıkan Kıyafetlerden Kaçının!

    Sıkı giysiler, bacaklarda kan dolaşımını engeller ve varis riskini artırabilir. Rahat ve serinletici kıyafetler tercih ederek bacaklarınızdaki kan akışını destekleyin.

    7. Düzenli Sağlık Kontrolleri Yaptırın!

    Varis riskini azaltmak için düzenli sağlık kontrolleri yaptırmak önemlidir. Özellikle ailede varis öyküsü olan kişiler veya risk faktörlerine sahip olanlar, doktorlarıyla düzenli olarak görüşmeli ve bacak sağlıklarını kontrol ettirmelidir.

    Varis oluşumları fark edilir ise erken dönemde tedavi edilerek ilerlemesi engellenmelidir.

    8. Sigara ve Alkol Tüketimini Azaltın!

    Sigara ve aşırı alkol tüketimi damar sağlığını olumsuz etkileyebilir. Sigara içmek damar duvarlarını zayıflatabilir ve varis riskini artırabilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, varislerin önlenmesine yardımcı olabilir.

    9. Akşamları Bacaklarınızı Kalp Seviyesinden Yukarı Olacak Şekilde Tutarak Dinlendirin!

    Otururken bacakları yükseltmek, bacaklarda kan birikimini azaltabilir ve kan dolaşımını iyileştirebilir. Uzun süre oturmanız gerektiğinde, ayaklarınızı bir tabure veya yastık üzerine koyarak dinlendirin.

    Özellikle gün sonunda bacaklarınızda oluşan ağrının hafiflemesi ve kan dolaşımının düzenlenmesi için bacaklarınızı kalp seviyesinden yukarıda olacak şekilde kaldırarak dinlendirin.

    10. Gebelik ve Doğum Sürecinde Önlemlere Daha Çok Dikkat Edin!

    Hamilelik ve doğum sürecinde hormonlarda görülen değişimler varis oluşma riskini arttırmaktadır. Bu tür dönemlerde bol sıvı tüketmeli, hareketli olmalı ve mümkünse varis çorabı kullanılmalıdır.

    Varis Ağrısı Nasıl Geçer?

    Varis ağrısı özellikle geceleri ortaya çıkan bir ağrıdır. Hastalar tarafından bacaklarda ağırlık hissi olarak da tanımlanmaktadır. Bazı hastalarda ise ağrıya ek olarak kramp şikayeti de görülmektedir.

    Varis ağrısından kurtulmak için öncelikle varisler yapısına uygun ameliyatsız yöntemle tedavi edilmelidir. tedavi sürecine kadar ağrı şikayetinden kurtulmak için ise varis çorabı kullanılması önerilir. Ek olarak yukarıda bahsedilen şekilde akşamları bacaklar yukarı kaldırılarak dinlendirilmelidir.

    Varis İçin Hangi Doktora Gidilir?

    Varis teşhis ve tedavisi için kalp ve damar cerrahisi alanına gidilmelidir. Tercihen varis tedavileri alanında uzman bir kalp ve damar cerrahisi uzmanı tercih edilmelidir. Bu sayede varislerinizden en güncel ve ameliyatsız yöntemlerle kurtulabilirsiniz.

    Varis Kremle Tedavi Edilir Mi? Varis Kremi Önerisi

    Varis damarın yapısında ortaya çıkan yapısal bir sorundur. Bu nedenle cilt üzerinden sürülen bir kremle tedavisi mümkün değildir.

    Varisli Damarların Kararması Normal Mi?

    Varisli damarların cilt altında koyulaşması veya kararması, genellikle ilerleyen varis hastalığının bir belirtisi olabilir. Bu durum, cilt altındaki damarların basıncının artması nedeniyle meydana gelir.

    Bu sorular, varis hastalığı hakkında geniş bir bilgi yelpazesi sunar ve hem hastaların hem de sağlık profesyonellerinin konuyu daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir.

    Kaynaklar

    Antani, M. R., & Dattilo, J. B. (2017). Varicose veins. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK470194

    Bradbury, A., Evans, C., Allan, P., Lee, A., Ruckley, C. V., & Fowkes, F. G. R. (1999). What are the symptoms of varicose veins? Edinburgh vein study cross sectional population survey. Bmj, 318(7180), 353-356. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC27720

  • En İyi Siğil Kremi Hangisi?

    Siğiller, insan papilloma virüsü (HPV) kaynaklı ciltte oluşan iyi huylu büyümelerdir. Bu cilt lezyonları genellikle ellerde, ayaklarda, genital bölgede veya yüzde oluşabilir. Tedavi edilmediğinde yayılabilir ve kozmetik açıdan rahatsızlık verebilir. Siğillerin tedavisinde çeşitli yöntemler kullanılmakla birlikte, siğil tedavi kremleri, kolay uygulanabilir olmaları nedeniyle popüler bir tedavi seçeneğidir. Aşağıda, siğil tedavisi için kullanılan başlıca kremler, etken maddeleri ve kullanım alanlarına dair detaylı bilgiler bulunmaktadır.

    Venerex Krem Nedir?

    Kondilex Merhem, yeşil çay su ekstraktından elde edilen ve kısmen saflaştırılmış sinekateşinlerden üretilmiş bir botanik üründür. Ana içeriği, camellia sinensis yapraklarından elde edilen kateşinlerdir.

    İlaç, ağırlıkça %85-95 oranında kateşin içermekte ve bu kateşinlerin %55’ten fazlası Epigallocatechin gallate (EGCg) formundadır. Diğer kateşin türevleri arasında Epicatechin (EC), Epigallocatechin (EGC), Epicatechin gallate (ECg), Gallokatekin galat (GCg), Gallocatechin (GC), Catechin gallate (Cg) ve Catechin (C) bulunur. İlacın etkin maddesinin yaklaşık %2,5’ini ise gallik asit, kafein ve teobromin gibi diğer bileşenler oluşturur.

    1. Salistik Asit İçeren Kremler

    Etken Madde: Salisilik Asit

    Kullanım Alanı: Salisilik asit, siğil tedavisinde en yaygın kullanılan bileşendir. Özellikle el, ayak ve diğer vücut siğillerinde etkili olup, genital siğillerde kullanımı önerilmez. Siğillerin üzerindeki kalınlaşmış cilt dokusunu yavaş yavaş aşındırarak siğilin küçülmesini ve sonunda yok olmasını sağlar.

    Krem Örnekleri:

    • DuoFilm: DuoFilm, %17 salisilik asit içeren ve siğil tedavisinde kullanılan etkili bir üründür. Genellikle cilt siğillerinde önerilir ve haftalar içinde siğilin kaybolmasına yardımcı olur.
    • Salicylic Acid Ointment (Salistik Asit Merhemi): Basit ve etkili olan bu merhem, siğillerin boyutunu küçültmek ve tamamen ortadan kaldırmak için düzenli uygulama gerektirir.

    Kullanım Şekli: Salisilik asit içeren kremler genellikle siğil üzerine doğrudan uygulanır. Uygulama öncesi cildin temizlenmesi ve kurutulması önemlidir. Ayrıca, sağlıklı cilde zarar vermemek için siğil çevresine vazelin gibi koruyucu bir krem sürmek önerilir. Tedavi haftalar sürebilir ve düzenli kullanım siğilin kaybolması için gereklidir.

    2. Podofilotoksin İçeren Kremler

    Etken Madde: Podofilotoksin

    Kullanım Alanı: Podofilotoksin, özellikle genital siğillerde kullanılan bir tedavi seçeneğidir. Genital bölgedeki siğillerin büyümesini durdurur ve hücrelerin ölmesini sağlar. Bu madde siğilin kök hücrelerine etki eder ve siğilin yayılmasını önler.

    Krem Örnekleri:

    • Condyline: Podofilotoksin içeren Condyline krem, özellikle genital siğillerin tedavisinde kullanılır. 3 gün boyunca, günde iki kez siğil üzerine uygulanır ve genellikle 4-5 gün içinde etkisini gösterir.
    • Wartec Cream: Yine podofilotoksin içeren Wartec krem, genital siğillerde kullanılır ve hücre çoğalmasını durdurarak siğillerin küçülmesini sağlar.

    Kullanım Şekli: Bu kremler genellikle belirli bir süre boyunca, günde iki kez uygulanır. Ancak, podofilotoksin içeren kremlerin kullanımı sırasında dikkatli olunmalıdır; yanlış kullanım sağlıklı dokulara zarar verebilir ve yan etkilere neden olabilir. Tedavi süresi genellikle bir hafta veya birkaç haftadır.

    3. İmiquimod İçeren Kremler

    Etken Madde: İmiquimod

    Kullanım Alanı: İmiquimod, genital siğillerin yanı sıra yüzeydeki cilt siğillerinin tedavisinde de kullanılabilen bir immünmodülatördür. İmiquimod, bağışıklık sistemini aktive ederek virüsü ortadan kaldırmaya çalışır. Cilt üzerinde siğile neden olan virüsle mücadele eden hücrelerin aktivitesini artırır.

    Krem Örnekleri:

    • Aldara: Aldara krem, %5 imiquimod içerir ve özellikle genital siğillerde kullanılır. Bağışıklık sistemini uyararak HPV’nin neden olduğu siğillerin tedavisinde etkili olur.
    • Zyclara: Yine imiquimod içeren Zyclara krem, genital siğillerin yanı sıra yüzeyel cilt kanserlerinde ve bazı diğer cilt rahatsızlıklarında da kullanılır.

    Kullanım Şekli: İmiquimod içeren kremler genellikle haftada birkaç kez uygulanır. Uygulandıktan sonra krem yaklaşık 6-10 saat kadar ciltte bırakılır ve ardından yıkanır. İmiquimod’un cildi tahriş etme potansiyeli vardır, bu nedenle doktor gözetiminde kullanılması önerilir.

    4. Retinoid İçeren Kremler

    Etken Madde: Retinoid

    Kullanım Alanı: Retinoid içeren kremler, genellikle düz siğillerin tedavisinde kullanılır. Retinoidler, hücre büyümesini düzenleyerek siğillerin küçülmesine yardımcı olur. Daha çok yüzde ve el sırtında oluşan siğillerde etkilidir.

    Krem Örnekleri:

    • Tretinoin (Retin-A): Retinoid grubuna ait bir krem olan Tretinoin, düz siğillerin tedavisinde kullanılır. Cilt yenilenme sürecini hızlandırarak siğilin ortadan kalkmasına yardımcı olur.

    Kullanım Şekli: Bu kremler genellikle siğilin üzerine ince bir tabaka halinde sürülür. Uzun süreli kullanım gerekebilir ve ciltte kızarıklık, pullanma gibi yan etkiler ortaya çıkabilir. Genellikle hafif siğillerde önerilir.

    5. Sinekateşin İçeren Kremler

    Etken Madde: Sinekateşin

    Kullanım Alanı: Sinekateşin, yeşil çay ekstresinden elde edilen bir madde olup, özellikle genital siğillerin tedavisinde etkilidir. Doğal bir madde olan sinekateşin, virüsle savaşan hücrelerin aktivitesini artırarak siğillerin küçülmesine ve zamanla kaybolmasına yardımcı olur.

    Krem Örnekleri:

    • Veregen: Veregen krem, %15 sinekateşin içeren bir preparattır ve genital siğillerin tedavisinde kullanılır.

    Kullanım Şekli: Sinekateşin içeren kremler, siğilin üzerine birkaç hafta boyunca uygulanır. Doğal bir bileşen olduğu için yan etkileri genellikle hafiftir, ancak ciltte kızarıklık, yanma veya kaşıntıya neden olabilir.

  • Varis Tedavisi Nasıl ve Hangi Yöntemlerle Yapılır?

    Varis oldukça eski zamanlardan beri insan hayatını etkileyen bir sağlık sorunudur. Varis tedavisi günümüzde ameliyatsız yöntemlerle yapılabilmektedir. Hippocratesin belgelerinde bile varis hastalığı hakkında bilgilere rastlanmaktadır. Bu nedenle varis sorununa çok eski zamanlardan beri çeşitli yöntemler denenmektedir. Denenen yöntemler ameliyatlı ve ameliyatsız olmaz üzere 2 kategoriye ayrılmaktadır.

    ameliyatsız varis tedavisi nasıl yapılır

    Ameliyatsız Varis Tedavisi İçin Kullanılan Yöntemler

    Cerrahi müdahaleyle yapılan uygulamaların birçok dezavantajı olmasından dolayı alternatif olarak kesi yapılmadan uygulanan güncel varis tedavileri geliştirilmiştir. Güncel olarak kullanılan teknikler; lazer, radyo frekans, skleroterapi, köpük ve yapıştırma teknikleridir.

    lazerle varis tedavisi nasıl yapılır

    Lazerle Varis Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Ameliyatsız tekniklerin arasında ilk geliştirilen lazer tedavisidir. Lazerle varis tedavisi cilt üzerinden ve damar içinden olmak üzere 2 farklı şekilde uygulanmaktadır.

    Cilt üzerinden uygulanan tedavi (Exotherme Lazer) yalnızca kılcal damar çatlamaları için etki etmektedir. Özellikle yüzdeki oluşan kılcallar için lazerle varis tedavisi tercih edilmektedir. Toplardamar genişlemeleri için exotherme lazerle varis tedavisi yetersiz kalmaktadır.

    EndoVenoz lazer Ablasyonu yani EVLA damar içinden uygulanan ve toplardamarlar genişlemelerini tedavi eden bir tekniktir.

    Endovenoz lazer ablasyonunun uygulanabilmesi için hastane ortamı gerekmektedir. Hastane ortamında ultrason cihazı eşliğinde sorunlu damarın başlangıç ve bitişi tespit edilir. Cilt üzerinde damarın başlangıç noktasından çok küçük bir delik açılır. Açılan delikten lazerin ince ucu damara sokulur. Sonrasında istenilen alanlar lazer ışını verilerek tahrip edilir. Yani kalıcı olarak kapatılır. Bu sayede damarda kirli kan birikmesi ve varis oluşumu engellenmiş olur.

    radyo frekans yöntemiyle varis tedavisi nasıl yapılır

    Radyo Frekansla Varis Tedavisi

    Lazer cihazından sonra geliştirilen ve etki alanı daha yüksek olan bir cihazdır radyo frekans cihazı. Uygulaması lazer cihazıyla aynıdır. Yani hem cilt yüzeyinden hem de damar içinden olmak üzere 2 farklı teknikle uygulanmaktadır. Cilt altından uygulanan radyo frekans tedavisine EndoVenoz RadyoFrekans Ablasyonu ismi verilmektedir. Uygulama mantığı lazerle varis tedavisiyle aynıdır.

    Lazer cihazı 0.5-1 cm alana etki ederken, radyo frekans cihazı 7 cm kadar alana etki etmektedir. Bu sayede lazer cihazından daha etkili bir cihazdır.

    köpük skleroterapiyle varis tedavisi nasıl yapılır

    İlaç Enjeksiyonuyla Varis Tedavisi

    Enjeksiyonla yapılan ilaç tedavileri 3 çeşittir. Bunlar skleroterapi, mikroskleroterapi ve köpük tedavisidir. Tedavide aethoxysklerol isimli madde farklı formlarda kullanılmaktadır.

    Skleroterapi Tekniğiyle Varis Tedavisi

    Skleroterapide kullanılan etken madde sıvı halde damara enjekte edilir. Bu sayede enjeksiyon yapılan damar kalıcı olarak kapatılmış olur. Herhangi bir cerrahi müdahaleye ihtiyaç kalmaksızın sorunlu damar kalıcı olarak kapatılır ve hastanın mevcut damar genişlemesi problemi sona erer. Skleroterapi ortaboy ve büyük boy varis tedavisi için kullanılmaktadır. Mikroskleroterapi ise kılcallar için uygulanmaktadır.

    Köpükle Varis Tedavisi (İğneyle Varis Tedavisi)

    Köpük yönteminde etken madde üçlü musluk kullanılarak havayla tepkimeye sokulur. Havayla tepkimeye geçen etken madde köpük formuna geçer. Köpük formunda olması sayesinde büyük boyutlu damarlarda daha az etken maddeyle daha geniş yüzeylere etki edilebilir. Köpük yöntemi genellikle büyük ve orta boy varisler için tercih edilmektedir.

    Varis Tedavisinde Yapıştırma Yöntemi

    Enjeksiyon yoluyla yapılan bir diğer teknik yapıştırma tekniğidir. Bu teknikte de damarın içerisinde damarın yapışmasını sağlayacak bir etken madde enjekte edilmektedir. Yapıştırıcı madde sayesinde damar kapanır ve bu sayede kirli kan birikmez. Varis kalıcı olarak iyileştirilmiş olur.

    Ameliyatsız Varis Tedavisinin Avantajları Nelerdir?

    -Ameliyatsız yöntemler hiçbir kesi ve dikiş uygulanmadan gerçekleştirilebilir.
    -Dikiş ve kesi gerekmediği için narkoz uygulanmaz. Bu sayede narkoza bağlı oluşabilecek yan etkiler engellenmiş olur.
    -Cerrahi müdahale olmaması sayesinde ameliyat izi gibi estetik olmayan sonuçlar ortaya çıkmaz.
    -Cerrahi müdahale olmaması sayesinde hastalar aynı gün içerisinde işlerine ve sosyal hayatına dönebilirler.
    -Hastane yatışı olmaması sayesinde klinik ortamında daha uygun maliyetlerle uygulanbilir.
    -Ameliyatla yalnızca orta boy ve büyük boy damarların tedavisi yapılabilir. Ancak ameliyatsız yöntemlerle kılcallarda dahil bütün genişleyen damarlar iyileştirilir.
    -Ameliyatsız teknikler pratik, hasta konforu yüksek ve estetik tedavilerdir.

    Ameliyatsız varis tedavisi yapıldığında sorunlu damarların kapatılmasının sağlık açısından herhangi bir sakıncası bulunmamaktadır. Bilakis sorunlu damarlar kapatılarak varis ve varise bağlı şikayetler kalıcı olarak sonlandırılır. Varisli damara müdahale edilmez ise zamanla büyük boyutlu varislere ve bacak yaralarına dönüşebilmektedir. Bu nedenle varisler ne kadar erken teşhis edilir ve müdahale yapılır ise hasta açısından o kadar avantajlı olacaktır.

    Varis Tedavisinde Uygulanan Ameliyatlı Yöntemler

    Ameliyatlı yöntemlerde adından da anlaşılacağı üzere amaç ameliyatla yani cerrahi müdahaleyle sorunlu damarın vücuttan çıkarılmasıdır. Ameliyatsız yani kesi yapılmadan varis tedavisi günümüz şartlarında mümkün olduğu için ameliyatlı varis tekniği güncelliğini yitirmiştir. Ancak bazı hekimler tarafında hala uygulanmaktadır. Cerrahi müdahale olarak öne çıkan 3 teknik bulunmaktadır. Bunlar sıyırma(stripping), kapakçık onarımı ve mikroflebektomidir.

    Stripping (Sıyırma) Tekniği

    Sıyırma tekniğinde amaç sorunlu damarın vücuttan çıkarılması yani tahliye edilmesidir. Sorunlu damar ortadan kaldırılarak varis ve varis kaynaklı şikayetlerin ortadan kaldırılması amaçlanır. Stripping yöntemi genel anestezi altında ya da belden aşağı uyuşturmayla yapılmaktadır.

    Kasık, diz ve bilek bölgelerinden kesi yapılır. Kesi yapılan alandan sorunlu damara ince bir telle girilir. Tel sorunlu damarın başlangıç kısmına kadar ilerletilir. Damarın başlangıç noktasından cilt dışına çıkarılarak tel bağlanır. Sonra tel geri çekilir. Telle birlikte sorunlu damarda sıyrılarak çıkmış olur. Tel ve sorunlu damar vücuttan çıkarılarak varis tedavisi tamamlanmış olur.
    Ameliyatsız tekniklere nazaran meşakkatli ve hasta konforu düşük bir uygulamadır.

    Kapakçık Onarımı

    Başarı oranı uygulayan hekimin tecrübesiyle doğrudan orantılı olan bir tekniktir. Ancak maalesef ki başarılı uygulayıcısı yok denecek kadar azdır.

    Varisin oluşma nedeni kapakçıkların bozulması ve kanın geriye kaçarak damarda birikmesidir. Kapakçık onarımı tedavisinde amaç damarın çıkarılması değil kapakçığın onarılmasıdır.

    Kapakçık onarımı 2 farklı yolla yapılmaktadır. Bunlardan biri vücudun başka bir alanından alınan kapakçığın sorunlu kapakçıkla değiştirilmesidir. Bunun için koltuk altı veya diğer sorunsuz bacak tercih edilir. Diğer bir yöntem ise kapakçığın dikilmesidir.

    Damarın kapatılması veya vücuttan çıkarılması akla damar olmadan sağlıklı kan akışı nasıl olacak sorusunu getirmektedir. Ancak varis oluşan damarlar dolaşımın çok küçük bir kısmını sağladığı için damarın kapatılmasının kan dolaşımında herhangi bir soruna sebep olmamaktadır. Bu nedenle kapakçık onarılmadan damarın devre dışı bırakılması sağlık açısından herhangi bir soruna sebebiyet vermektedir.

    Mikroflebektomi

    Ameliyatlı yöntemler arasında uygulanması en kolay olan tekniktir. Flebektomi tekniğinde de amaç damarın vücuttan çıkarılmasıdır. Bunun için cilt yüzeyinde küçük bir kesi açılır. Sorunlu damar bu küçük keşiden tığa benzer bir alet yardımıyla çıkarılır. Sonrasında damar bağlanır ve kesi yapılan alana dikiş atılarak varis tedavisi işlemi tamamlanır. Dikiş atılması iz kalmasına neden olduğu için estetik açıdan tercih ve tavsiye edilen bir teknik değildir.

    Ameliyatlı Yöntemlerin Dezavantajları

    Ameliyatsız varis tedavisi için kullanılan uygulamalar çok pratik ve hasta açısından oldukça konforludur. Ancak ameliyatlı tekniklerde kesi yapılması beraberinde pek çok dezavantajı beraberinde getirmektedir.

    Kesi yapılmasından dolayı genel veya lokal anestezi uygulanmak zorundadır. Bu durum anestezinin yan etkilerine maruz kalınmasına neden olmaktadır. Ayrıca kesi yapılması iz kalmasına da sebep olmaktadır.

    Ek olarak hastane yatışı ve iyileşme süreci anlamına da gelmektedir. Örneğin damarların sıyrılarak çıkarılması uygulama sırasında ve sonrasında kanamaya neden olabilir. Bunun için doktor müdahalesi sonrasında çok sıkı bir bandaj yapılması gerekir. Bu da hasta açısından rahatsız edici bir durumdur. Ayrıca kesi yapılması varis tedavisi sonrasında pansuman gibi bakımlar gerektirmektedir.

    Ameliyatsız yöntemler işlem sonrasına maximum 1 hafta varis çorabı kullanılması gerekir. Ameliyatlı yöntemler ise 3-6 ay gibi bir süre çorap kullanımı gerekebilir. Bu durumda hasta için pek kolay olmayacaktır.

    Varis Ameliyatı Sonrası Ne Yapılmalı, Nelere Dikkat Edilmelidir?

    Varis ameliyatı veya ameliyatsız tedavileri çürük dişin çekilmesi gibi bir sonuç verir yani hastalıklı damar sonsuza kadar yok edilmiş olur. Nasıl bir dişimizi çektirdikten ya da yaptırdıktan sonra dişlerimizin bakımına özen göstermememiz halinde diğer dişlerimiz çürürse buna benzer şekilde belirli yaşam kurallarına dikkat edilmezse varis tedavisi sonrası çevredeki diğer damarlar zamanla genişleyip varisin yeniden oluşmasına neden olabilir.

    • Hareketsiz ayakta durmayı gerektiren işler azaltılmalı, azaltılamıyorsa çalışma saatlerinde uygun varis çorabı giyilmeli
    • Ayakkabının rahat olan tipi tercih edilmeli
    • Günlük egzersiz yapılmalı daha çok yürüyüş tercih edilmeli
    • Aşırı kilo varsa azaltılmalı
    • Toplar damardaki kanın geri dönüşünü engelleyecek dar kıyafet ve üst kısmı lastikli çorap giyilmemeli,
    • Kabızlık önemli ıkınma sebebidir, dışkı kıvamı normal tutulmalı
    • Sauna, sıcak banyo ve kaplıca gibi uygulamalar fazla yapılmamalı.

    Varis Çorabı Ne İşe Yarar?

    Varis çorabı, varis hastalarının yaşadığı şikayetleri azaltmak ve mevcut varislerin ilerlemesini yavaşlatabilen yardımcı bir üründür. Baskı özelliği olan varis çorabı bacakların toparlanmasını sağlayarak kan akışının desteklenmesini sağlamaktadır. Ancak varis çorapları hastalığı direk tedavi eden ya da varisleri yok eden bir özelliğe sahip değildir. Bir çok çeşidi ve birbirinden farklı sıkılıkta çeşidi bulunan varis çorapları doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır. Her çorap her varise ya da her hastaya olmamaktadır.

    Varis Çorabının Yan Etkileri Var mı?

    Varis çoraplarının bilinen bir yan etkisi yoktur. Ancak yanlış kullanım vardır. Hemen üst paragrafta da belirtildiği üzere bu ürünler doktorun reçete ettiği baskı ve sıkılığa sahip olan şekilde temin edilerek kullanılmalıdır. Rastgele alınan ürünler mevcut varislere iyi gelmeyeceği gibi ilerlemesinin yavaşlamasına da yardımcı olmayabilir.

    Varis Tedavisi İçin Hangi Doktora / Bölüme Gidilir?

    Varis kılcal ve toplardamarlarda ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu nedenle varis tedavisi için kalp damar cerrahi uzmanlarına başvurulması gerekmektedir. IDEA TIP şubelerinin tümünde varis konusunda tecrübeli kalp damar cerrahi uzmanları hizmet vermekte olup, ameliyatsız yöntemlerle tedavi sunmaktadırlar.

    Şikayetleriniz çok artarak, rahatsız edici bir hal almaya başladıysa varis şikayetlerini azaltmak için neler yapılabilir konusunu inceleyebilirsiniz.

    Evde Varis Tedavisi Olur mu? Neler Yapılabilir?

    Genişleyen damarlar için evde uygulanacak bir tedavi yoktur. Ancak bazı uygulamalar ile şikayetler azaltılabilir. Bunun için günlük yürüyüşler yapabilir, soğuk su masajı uygulayabilir, bacaklarınızın altına minder koyarak uzanabilirsiniz ve doktorunuzun reçete ettiği varis çorabını kullanabilirsiniz. Sıcak ortamlardan uzak durmanız, sürekli olarak ayakta veya oturarak sabit durmaktan kaçınmanız gerekmektedir.

    Varis Nasıl Geçer?

    Varis nasıl geçer sorusunun yanıtı gayet nettir, yazımızda da sıkça bahsettiğimiz üzere varis kendi kendine düzelmeyeceği gibi maalesef evde uygulanabilecek bitkisel yada benzer yöntemlerle de iyileşmeyecektir.

    Bu tarz yöntemler yalnızca varisin size yaşattığı şikayetleri azaltabilir. Varislerin tamamen iyileşmesi ve şikayetlerin sona ermesi için ameliyatsız yöntemlerle varis tedavisi olabilirsiniz. IDEA Kliniklerin tüm şubelerinde varis konusunda tecrübeli kalp damar cerrahi uzmanları hizmet vermekte olup ameliyatsız yöntemleri uygulamaktadırlar.

    Varis Tedavisi Fiyatları Ne Kadar?

    Tedavi ücretleri damarların boyutu, genişliği, yaygınlığı ve kullanılacak olan yöntem yada yöntemlere göre değişiklik göstermektedir. Dolayısıyla varis tedavisi için net bir fiyat vermek mümkün olmamaktadır. IDEA Kliniklerin tümünde varis muayenesi ücretsiz olup net fiyat bilgisi almak için size en yakın şubeden randevu alarak muayene olabilirsiniz. Kliniklerimize ulaşmak için iletişim bilgileri sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

    Limonla Varis Tedavisi Olur mu?

    Son dönemde çokça sorulan bir konuda limonla varis tedavisidir. Halk arasında oldukça yaygın olan bu yöntemin maalesef genişleyen damarları eski haline getirmek için bir üstünlüğü bulunmamaktadır.

    Varis Tedavisi Var mı?

    Varis geçmişten beri tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Ancak geçmiş yıllarda klasik ameliyata dayalı tekniklerle tedavi edilebilen varis günümüzde ameliyatsız yöntemlerle çok pratik bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Öyle ki hastalar tedavi sonrasında günlük yaşantılarına ara vermeden devam edebilirler.

    Zayıflayınca Varis Geçer mi?

    Şişmanlık karın içi basıncı arttırdığı için varis sebepleri arasında sayılsa da zayıflarda da varis görülür. Zayıflama varisi geçirmediği gibi kilo verme sonucu deri altı yağ dokusunun incelmesi sebebiyle var olan varislerin daha belirgin görünmesine neden olur.

    Bunun yanı sıra zayıflamak amacıyla yapılan yürüyüş gibi sporlar var olan varisin yaptığı şikayetlerin azalmasını sağlar ve ilerlemesini yavaşlatır.

    Sonuç olarak zayıflamak varis açısından da iyidir ama hastalığı geçirmez.

    Bilimsel Kaynaklar:
    1- AKBULUT, B., TOK, M., UÇAR, H. İ., DURUKAN, B., & BÖKE, E. SIK GÖRÜLEN VENÖZ SİSTEM HASTALIKLARI: GÖRÜLME SIKLIĞI, RİSK FAKTÖRLERİ VE TEDAVİ.

    2- Danielsson, G., Eklof, B., Grandinetti, A., & L. Kistner, R. (2002). The influence of obesity on chronic venous disease. Vascular and endovascular surgery36(4), 271-276.

  • Varis Nedir, Varis Neden Olur ve Nasıl Oluşur?

    Varis, toplumda bir çok kişinin maruz kaldığı bir rahatsızlıktır. Varis neden olur ve nasıl oluşur bu yazımızda detaylı bilgiye sahip olabileceğiniz gibi sitemizde bulunan diğer konularda da varis hakkında bir çok detaya ulaşabilirsiniz.

    Varis neden olur ve nasıl oluşur sorularına daha doğru cevap verebilmemiz ve iyi anlaşılması> için vücudumuzda bulunan damar yapısının kısaca anlatılması faydalı olacaktır.

    İnsan vücudunda iki ana damar grubu bulunmaktadır. Bunlar; toplardamarlar ve atardamarlardır. Birde bu damarlara yardımcı ve damarlar arasında bağlantılıyı sağlayan küçük kılcal damarlar bulunmaktadır.

    varis neden olur nasıl oluşur

    Atardamarlar kalpte temizlenen kanı vücuda dağıtır. Toplardamarlar ise vücutta kullanılan kanı oksijenlenmek üzere kalbe taşırlar.

    Vücutta bulunan kanın kalbe kadar geriye kaçmadan taşınabilmesi için damar kapakçıkları yani valfler bulunmaktadır. Bu kapakçıklar sayesinde kan geriye kaçması engellenir ve damarda kirli kan birikmez. Varis hastalığı toplardamarlarda meydana gelen bir hastalıktır.

    varis nedir neden olur nasıl oluşur

    Varis Nedir?

    Varis toplardamarlarda meydana gelen yapısal bozulmalar ve genişlemelerdir. Toplardamarlar üzerinde 5-10 cm aralıklarla kapakçıklar bulunmaktadır. Bu kapakçıklar kan kalbe taşınırken geriye kaçmasını engeller. Çeşitli sebeplere bağlı olarak kapakçıkların zayıflaması ve görevini yerine getirememesi sonucunda kirli kan kalbe kadar taşınamaz ve geriye kaçmalar meydana gelir. Kalbe taşınamayan kan damarda birikir. Damarda biriken kan ise zamanla toplardamarlarda genişlemeye neden olur. Oluşan bu fizyolojik bozulmalara varis yani toplardamar genişlemesi adı verilir.

    Varis Neden Olur?

    Bacaklara baskı uygulanmasına neden olan durum veya durumlar kapakçıkların zaman içerisinde gevşemesine, görevini yerine getirememesine neden olmaktadır. Kapakçıkların görevini yerine getirememesi ise kanın damarda birikmesine ve varis oluşmasına neden olmaktadır. Uzun süre oturmak, uzun süre ayakta kalmak, fazla kilolu olmak, hareketsiz yaşam tarzı, genetik faktörler, yaşlılık, hamilelik ve doğum gibi nedenler varis oluşma riskini arttıran faktörlerdir.

    Genç Yaşta Varis Neden Olur?

    Varis oluşumunun sebepleri her yaşta aynıdır. Ama genç yaşta varis olmasının en önemli sebebi genellikle genetik yatkınlıktır. Anne ve babasında varis görülen bireylerde varis oluşumu daha genç yaşta görülebilir. Varis oluşumunda önemli rol oynayan faktörleri sıralamak gerekirse;

    Genetik Yatkınlık Varis Riskini Arttırır

    Varis genetik kodlarla bir sonraki nesle taşınan hastalıklardan birisidir. Ailesinde varis riski bulunan bireylerde varis oluşumu görülme riski çok daha fazladır. Bu konuda yapılan bilimsel çalışmalarda ailesel yatkınlığın etkisini destekleyici niteliktedir.

    Türkiye’de varis hastaları arasında yapılan bir araştırmada hastaların %75-80inin genetik yatkınlığı olduğu yani aile bireylerinde de varis şikâyeti olduğu tespit edilmiştir. Hem anne hem babasında damar genişlemesi bulunan bireylerde risk %90lara çıkmaktadır.

    Uzun Süre Sabit Kalmak

    Varisin herkes tarafından bilinen nedenleri uzun süre oturmak ve uzun süre ayakta kalmaktır. Toplardamarlar bacaklardan aldığı kanı kalbe doğru taşır. Uzun süre ayakta kalınması veya oturulması durumunda kanın kalbe çıkışı zorlaşır. Ve kapakçıklara baskı uygulanır.

    Zamanla bu durum kapakçıklarda kalıcı hasara neden olarak kanın kalbe sağlıklı bir şekilde taşınmasını engeller. Kalbe taşınamayan kirli kan damarda birikerek toplardamar genişlemesine neden olur.

    Uzun süre sabit kalmak zorunda olanların odanın içinde birkaç adım olsa dahi birkaç adım atarak kan dolaşımını desteklemesi önerilmektedir.

    Fazla Kilolu Olmak

    Vücut kitle indeksinin fazla olması yani kişinin ideal kilosundan fazla olması pek çok sağlık sorununa neden olmaktadır. Fazla kiloların etkilediği sağlık sorunlarından birisi de bacaklarda ortaya çıkan varislerdir. Fazla kilo bacaklara uygulanan baskı ve basıncın artmasına neden olur.

    272 varis hastası arasında yapılan bir araştırmada hastaların %60’ının vücut kitle indeksinin 25dden yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca vücut kitle indeksi 25 den fazla olan hastalarda varis ülseri gelişme riskinin de daha fazla olduğu tespit edilmiştir.

    Yaşlılık

    Varis nüfus genelinde yetişkinlerin %10-20sinde görülen bir sağlık sorunudur. Oranların kadınlarda erkeklerden daha yüksek olduğu da tespit edilen bilgiler arasındadır. Yaşın ilerlemesi ile birlikte varis görülme sıklığı neredeyse her iki insandan birinde olacak şekilde sıktır. Yapılan araştırmalar 40 yaş üstü bireylerde sorunun görülme sıklığının %50 civarında olduğunu tespit etmiştir.

    Gebelik ve Normal Doğum

    Gebelik sürecinde yaşanan hormonal değişimler damarların genişlemesine neden olmaktadır. Damarların genişlemesi ise varis oluşumuna uygun zemin hazırlamaktadır. Ayrıca bebeğin varlığı ile birlikte anne vücudundaki kan miktarında artış görülmektedir. Kan miktarının artması toplardamarlara uygulanan baskının artmasına ve varis oluşmasına neden olmaktadır.

    Bazı hastalarda gebelikle ortaya çıkan damarların bir kısmı gebelik süreci sonrasında kendiliğinden yok olmaktadır. Ancak büyük çoğunluğunun tedavi edilmesi gerekmektedir.

    Bu yazımızı okuyarak varislerin neden ve nasıl oluştuğu hakkında bilgilendiyseniz, varis tedavisi yazımızı incelemenizi öneririz.

    Varis Belirtileri Nelerdir?

    Varis belirtileri hastadan hastaya değişiklik gösterebilir. Bazı hastalarda bazı belirtiler görülebilirken, bazılarında hepsi görülebilir, bazı varis hastalarında ise geniş damarların görünmesi dışında diğer belirtiler olmayabilir. Varis belirtileri aşağıda ki gibi sıralanabilir;

    • Bacaklarda mor ve mavi renkte şişlikler
    • Bacaklarda ağrı, sızlama
    • Ağırlık ve yorgunluk hissiyatı
    • Şişlik, kaşıntı ve uyuşukluk
    • Özellikle geceleri ortaya çıkan kramp
    • Ayaklarda yanma
    • İlerleyen ve deriye yakın damarlarda kanama

    Yazımızda varis nedir, neden olur ve belirtileri nelerdir gibi konulara detaylı bir şekilde değinerek varis hastalarını bilgilendirmeye çalıştık. Varis tedavisi bağlantısına tıklayarak tedavi hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz. Dilerseniz bize WhatsApp numaramız üzerinden de ulaşabilir bilgi ve randevu alabilirsiniz.

    Bilimsel kaynak:
    AKBULUT, B., TOK, M., UÇAR, H. İ., DURUKAN, B., & BÖKE, E. SIK GÖRÜLEN VENÖZ SİSTEM HASTALIKLARI: GÖRÜLME SIKLIĞI, RİSK FAKTÖRLERİ VE TEDAVİ.

  • Bit Neden Olur, Nasıl Tedavi Edilir?

    Bu makalemizde saç biti ile ilgili aklınıza gelebilecek tüm soruların en doğru cevaplarını bulabileceksiniz.

    Saç Biti Neden Olur?

    Bulaşıcı paraziter bir hastalıktır. Oluşmasının tek yolu parazitin gelişmiş halinin ya da yumurtalarının bir başka insandan alınmasıdır. Canlı hali veya yumurtaları yakın temas veya tarak, yastık, havlu gibi kişisel eşyaların ortak kullanımıyla taşınır.

    Saç Biti Nasıl Anlaşılır, Belirtileri Nelerdir?

    Teşhis bitin ya da yumurtalarının gözle saçta veya kişisel eşyalarda görülmesi ile konur. Teşhiste laboratuar tahlillerinin veya benzer uygulamaların yeri yoktur. Saç diplerine yapışmış halde sirkeler veya saçlar arasında dolaşan canlı hali görüldüğünde kesin teşhis konur.

    En sık karşılaşılan belirtisi kaşıntıdır. Parazit beslenmek için deriyi delerken ve saçlar arasında gezinirken deride yaptığı his kaşıntı olarak hissedilir. Kaşıntı dışında kepeklenmede artış, ölü bitlerin dökülmesi, kaşırken tırnak arasına sirke girmesi de belirti olarak karşımıza çıkabilir.

    saç biti neden olur nasıl temizlenir

    Saçta Bit Olmadan Sirke Olur mu?

    Evet bitin canlı hali olmadan sirke görülmesi seyrek de olsa mümkündür, şöyle ki; Sprey veya şampuan uygun şekilde kullanılmadıysa veya sirkeye etkili değilse canlı olanlar ölür saça yapışık sirkeler kalır, muayenede sadece sirkeler görülmüş olur.

    Diğer bir ihtimal de yakın temastaki kişinin saçlarını karıştırırken sadece sirke alınıp tırnakla saça nakledilmesi ile mümkündür ama bu zor bir ihtimaldir.

    Saç Biti Nasıl Bulaşır?

    Parazitin kendisinin veya sirkesinin bir başka insandan alınması ile mümkündür ve şu şekilde nakillerle bulaşabilir;

    Okulda, kreşte çocukların çok yakın teması sonucu saçtan saça canlı formu geçer, pire gibi sıçramadığı için mutlaka kafanın kafaya değecek kadar yakınlaşması gerekir. (5)

    Ortak tarak veya saç fırçası kullanılıyorsa sirkelerin tarağa veya fırçaya oradan da diğer kişiye geçmesi ile oluşur.

    Tek yastıkta yatılırsa bit yastığa düşüp yastıktan diğer kişinin kafasına geçer.

    Baş biti dışındaki gövde bitleri ayrıca kıyafet aracılığı ile de geçer.

    saç biti canlı görmek ister misiniz youtube

    Saç Biti Nasıl Geçer, Ne İyi Gelir?

    Tedavi için bir çok ilaç geliştirilmiştir. Bunlar arasında en başarılısı Pedikap Settir ve biti %100 öldürmesinin yanı sıra bir yıl bitten korumaktadır.

    Eskiden uygulanan gaz yağı sürmek, lavanta yağı sürmek gibi uygulamalar başarısızlıkları ve uygulama zorlukları sebebiyle tamamen terk edilmiştir. Yine benzer şekilde çeşitli tablet tedavileri (Bactrim Tablet , Andazol Tablet gibi) uygulanmışsa da yan etkileri ve düşük başarı yüzdeleri sebebiyle günümüzde uygulanmamaktadır. (2)

    Günümüzde tedavide kullanılan iki grup ilaç vardır.

    1- Böcek zehri içeren kimyasal etkili ilaçlar (permetrin grubu) deriden emilebilmeleri risk oluşturmaktadır (1).

    2- Bitin solunum borusunu tıkayıp boğarak yani fiziksel etkili ilaçlar (silikon grubu) (3).

    Zehir İçeren Bit İlaçları

    Yıllar içinde bitin bu zehirleri tanıyıp onlara karşı direnç geliştirmesi sebebiyle başarıları giderek düşmüştür. Parazitin sinir sistemini bozup felç olmasını sağlayarak etkili olurlar, etkileri % 70-80 civarıdır, % 20- 30 direnç geliştiği için etkisiz kalırlar. Küçük bir ihtimalle kullanıcısında da zehirlenme belirtilerine neden olduğu için anne babalar tarafından pek tercih edilmemektedir. Sprey, krem ve şampuan formunda ilaçlar vardır. En yaygın bilinenleri şunlardır. Zentiva, Anti-bit, Kwellada, Setrin, Zalvor, Anti skab. Bunlardan Anti-bit sumitrin diğerleri permetrin içerir. Boğarak kesin etkili olan grup ilaçlara kıyasla daha ucuz olmakla birlikte etkisi de azdır.

    pedikap saç biti temizleme seti ne işe yarar

    Silikon İçeren Bit İlaçları

    Bunlar dimetikon ve siklometikon içerir. Parazitin solunum yolunu tıkayıp nefes alamadığı için ölmesini sağlarlar. Nefes borusunu tıkadığı için parazitin direnç geliştirme şansı yoktur bu sebeple bu grup ilaçlar % 100 etkilidir.

    Dimetikon yani silikon içeren spreyler ve şampuanlar % 100 başarılı olduğu gibi koruma amacıyla da kullanılırlar. Bu grupta Türkiye’de en çok reçete edilen ilaç Pedikap Settir. Pedikap Set gerek bitleri gerekse sirkeleri % 100 öldürdüğü gibi özellikle okul yaşındaki çocuklarda önemli olan tekrar bulaşmaya karşı da bir yıl koruma sağlamaktadır.

    Saç Biti İlacı İşe Yarar mı?

    Evet işe yarar. Bitkisel adıyla satılan işe yaramaz ürünler bir kenara bırakılırsa çağdaş ilaçlar olan, zehir içermeyen silikon grubu % 100 oranında, eskiden beri kullanılan zehir içerenler % 70-80 oranında bit ve sirkelerden arınmayı sağlar. Tabi burada kullanıcının dikkatli kullanması ve saçları tarayarak iyi temizlemesi gerekir.

    Uzun Saçtan Bit Nasıl Temizlenir?

    Çok eski yıllarda uzun saçta temizlikle uğraşmak yerine saçı sıfır numara kestirerek tedavi edilmeye çalışılırdı. Saçık çok kısa kesilmesi özellikle kız çocukları için çok rahatsız edici olmakta ve bütün mahalleye “bitlendiğini” reklam etmiş olurdu. Son yıllarda geliştirilen etkili ilaçlar ve kaliteli taraklarla saçı kısaltma gereği kalmamıştır.

    Uzun saçtan bit şöyle temizlenmelidir;

    Pedikap sprey uygun şekilde kullanıldıktan sonra hafif nemli saç küçük beliklere ayrılır, metal tarakla dipten uca kadar taranarak ölü bitlerden ve sirkelerden arındırılır. Temizlemede en etkili yol metal tarakla dikkatle taramaktır. Saçlar küçük gruplar halinde temizlenir, temizlenen grup ayrılır, böyle bölüm bölüm temizlenerek hiç kalmadığından emin olunur. Özellikle kulak arkası ve ense bölümüne dikkat edilmelidir.

    Bit Saç Döker mi?

    Hayır, her ne kadar deriyi delerek beslense de gerek deriye gerekse saç köküne herhangi bir zarar vermez. Bitlenen kişide saç dökülmesi de varsa bu şu şekilde izah edilebilir; aşırı kaşınma sebebiyle saçlarda kırılma olur, kişi bunu dökülme gibi algılanır, oysa bu dökülme değil kırılmadır.

    Saç Biti Önlenebilir mi, Gelmemesi İçin Ne Yapılır?

    Evet önlenebilir. Önleme amacıyla satılan toka, kurdele, kolye gibi ürünler olsa da bunlar beklenen sonucu vermez. Bir yıllık korunma sağladığını iddia eden tek ilaç Pedikap Settir. En etkili yaklaşım Pedikap setin içinden çıkan spreyle tedavi yapıp devam eden dönemde 2 haftada bir defa Pedikap Şampuan kullanmaktır.

    Bunun yanı sıra kaynağın kurutulması da önemli bir önlemdir. Mesela evde bir kişide varsa en kısa sürede tedavi edilmeli ve bu dönemde evdeki diğer bireyler kontrol edilmelidir. Yine bun benzer şekilde çocuğun sınıfında bitlenmiş çocuk varsa tedavi olana kadar izin verilmelidir.

    Saç Biti Nasıl Temizlenir?

    Öncelikle canlı bitleri ve sirkeleri öldürecek sprey kullanılır. Sprey seçiminde sonrası bir yıl koruma sağlayan Pedikap Set almak “tekrarlar mı?” tereddütünü de ortadan kaldırmış olur.

    Sprey uygun şekilde kullanıldıktan sonra temizliğin ikinci önemli aşaması saçların arındırılmasıdır. Saçlar 8-10 bölüme ayrılır her bölüm ayrıntılı bir şekilde metal tarakla hiç sirke kalmayacak şekilde taranır. Tarama işlemi nemli saça yapılırsa daha kolay temizlenir.

    Tekrarı engellemek için tedavi döneminde kişinin yastık, tarak gibi kişisel kullanım malzemeleri de temizlenmelidir.

    Saç Boyası Biti Öldürür mü?

    Hayır saç boyası bit tedavisi için etkili ve yeterli değildir, boya uygulama işlemi esnasında bir kısmı ölse ya da saçtan uzaklaşsa da tam bir tedaviden söz etmek mümkün değildir.

    Saç Biti Kimlerde Görülür?

    Atalarımız “pire itte, bit yiğitte görülür” demiş olsa da bitlenmek için yiğit olma şartı yoktur, parazitin kendisini ya da yumurtasını alan herkeste görülebilir. Her ne kadar vücut biti kişisel hijyenine dikkat etmeyenlerde sık görülse de baş biti böyle değildir.

    Herkeste olabilir. Kreş veya okulda bir kişide bit varsa ve tedavi edilmezse haftalar içinde tüm sınıfa bulaşmış olur. Sınıftaki çocukların cinsiyeti, ailesinin ekonomik durumu veya temizliğe dikkat ediyor olması bunu değiştirmez.

    Bit Tekrarlar mı?

    Evet bit tekrarlayabilir, tekrarlaması için sebepler şunlardır;

    • Tedavide yeterince etkili ilaç kullanılmamıştır.
    • Uygun tarak kullanılmamıştır.
    • Bit temizliği yeterli yapılmamıştır.
    • Kaynak olan yakındaki kişinin tedavisi yapılmamıştır ve yeniden alınmıştır
    • Kişisel kullanım malzemeleri temizlenmemiştir.
    • Tekrarından korunmanın en pratik yolu ilaç alırken Pedikap Set şeklinde hep tedavi eden hem de sonrası bir sene boyunca koruma sağlayan ürünleri tercih etmektir.

    Bitlenmenin Temizlikle İlgisi Var mıdır?

    Vücut biti temizlikle yakından ilgilidir, kişisel temizliğine dikkat etmeyenlerde daha sık görülür ve daha zor tedavi edilir ama baş biti için aynısını söylemek doğru değildir. Başta görülenin temizlikle ilişkisi yoktur. Titiz insanlarda da aynı sıklıkta rastlanmaktadır.

    Ortak Kullanılan Eşyalar Nasıl Temizlenir?

    Bitin bulunduğu bölgeye göre değişir. Baş bölgesinde kullanılan kişisel eşyalar tarak ve fırça gibi eşyalar sıcak suyla yıkanıp gözle kontrol edilerek temiz olduğundan emin olunursa yeterlidir.

    Vücut biti dikiş hatlarına yumurta bıraktığı için tam temizlendiğinden emin olunamaz bu sebeple ya tüm kıyafetler özellikle de iç kıyafetler 90 derece suyla yıkanıp sıcak ütüyle ütülenmeli veya tüm kıyafetler hava kaçırmayan bir naylon poşete koyup bir hafta açmadan bekletilmelidir. Parazitler bir haftada açlık ve havasızlıktan ölür.

    Saç Bitinin Bitkisel Tedavisi Olur mu?

    Bu amaçla çeşitli ürünler kullanılsa da başarıları yok denecek kadar düşüktür, bilimsel tedaviler uygulamak daha doğru bir yaklaşımdır. Özellikle % 100 başarıyla tedavi eden siklometikon ve dimetikon içeren bit ilaçları içilse bile zarar vermediği için güvenle kullanılabilir, bu kadar zararsız bir ilacın yerine faydası tartışılır bitkisel ürünler kullanmak vakit kaybına neden olur. (4)

    Bit tedavisi için bitkisel öneriler

    • Limon kabuğu yağı
    • Hindistancevizi yağı
    • Lavanta yağı
    • Zeytin yağı
    • Aloavera jeli
    • Sirke (tercihen elma)
    • Mayonez
    • Sarımsak
    • Vazelin

    Saç Boyası Biti Öldürür mü?

    Saç biti bir tür parazittir, nefes alıp veren bir canlıdır. Bitin nefes almasını engelleyen her şey onun ölmesini sağlar. Koyu kıvamlı saç boyası 5-10 dakika, bol miktarda saçta tutulursa uygulanan alandaki bitlerin nefes alamayarak ölmesine neden olur. Bitin yumurtaları ölmediği için 2 hafta sonunda yeniden bitlenme olur.

    Bit Tedavi Merkezi

    Çok uyanıkça düşünülmüş bir yaklaşımla birileri tedavi merkezi açmış. Sitesi incelendiğinde profesyonelce hazırlanmış videolar ve söylemler var. Mesela FDA onaylı deyip bu onayı çok önemli bir şeymiş gibi öne çıkarttıkları saç ısıttıkları alet aslında her evde bulunan fön makinesinden farksız bir alet. Kullandıkları sprey de piyasada yaygın olarak satılan bit spreyleriyle aynı içeriğe sahip bir sprey.

    “Parası çok, araştırma yeteneği kıt” kişilere yüksek ücretlerle hizmet sunulan böyle yerlerden hizmet almak yerine çocuğunuzun her gün taradığınız saçını biraz daha dikkatli taramanız yeterli.

    Referanslar

    1- ÖZSÜREKÇİ, U. D. Y. Bit Enfestasyonları. Klinik Tıp Pediatri Dergisi10(3), 38-43.

    2- Van der Rhee, H. J., Farquhar, J. A., & Vermeulen, N. P. (1989). Efficacy and transdermal absorption of permethrin in scabies patients. Acta dermato-venereologica69(2), 170-173.

    3- Özkan, Ö., Hamzaoglu, O., & Yavuz, M. (2015). The prevalence and management of pediculosis capitis in Turkey: a systematic review. Türkiye Parazitolojii Dergisi39(2), 135.

    4- Limoncu, M. E., Balcıoğlu, İ. C., Oyur, T., Zeybek, G., & Zeybek, U. (2017). Türkiye’deki Bazı Endemik Bitkilerin Uçucu Yağ Komponentlerinin Pedikülosidal Aktivitelerinin in vitro İncelenmesi. Turkiye Parazitol Derg41, 208-13.

    5- Kaya, Ö. A., ELMACIOĞLU, S., Önlen, C., Çelik, E., & Zerek, A. HATAY’DA BİR İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRENCİLERİNDE PEDİCULUS CAPİTİS GÖRÜLME SIKLIĞI. Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi8(30), 1-


  • Köpek Memesi Hastalığı Nedir?

    Köpek memesi hastalığı ile alakalı bu yazımızda belki de şuana kadar hiç şahit olmadığınız bir problemden bahsedeceğiz. Türkçe’mizde köpek memesi hastalığı latince adıyla hidradenitis suppurativa her yaşta ve her insanda görülebilen ancak çoğunlukla ergenlik döneminde görülmeye başlayan bir deri rahatsızlığıdır. Kısaca HS olarak da tabir edilen bu hastalık genellikle koltukaltı bölgesinde görülüyor olsa da vücudun yoğun ter salgısı olan bölgelerinde meydana gelmektedir.

    köpek memesi hastalığı neden olur nasıl geçer

    Sıklıkla koltukaltı bölgesinde oluştuğunu belirttiğimiz köpek memesi hastalığı kasık bölgesi, genital bölge, anüs çevresinde, boyun bölgesinde, kalça bölgesinde ve meme altı gibi katlantı mevcut olan bölgelerde de ortaya çıkabilmektedir.

    İlk olarak sivilce benzeri bir oluşumla ortaya çıkan rahatsızlık ilerleme gösterdiğinde çıbana benzer bir şekle gelmektedir. Önemsenmeyip ilerleme kaydettiğinde ise apseye dönüşmektedir. Bu doğrultuda mikrobik bir rahatsızlık olduğunu söyleyebiliriz.

    Köpek Memesi Hastalığı Neden Olur?

    Neden oluştuğu hakkında herhangi bir net bilimsel bilgi yoktur. Kıl köklerinde oluştuğundan kıl dibi iltihabı (fronkülit) şeklinde cereyan ettiği yönünde ortak bir görüş mevcuttur. Uzmanlar köpek memesi hastalığının kıl dibinde mevcut olan ter yada yağ bezinin akış kanallarında herhangi bir tıkanıklık söz konusu olduğunda ter veya yağ salgılarının geri tepmesiyle oluştuğunu belirtmektedir. Geri tepen salgı doku içinde küçük birikintiler oluşturduğundan ve bölge salgısında protein bulunduğundan doku içinde meydana gelen sıvı birikintisinin kötü koku ve iltihaplanması kaçınılmaz olmaktadır.

    Minik bir kist gibi biriken sıvının içine mikropta karıştığında iltihaplanmalar başlar ve bölge kapalı kutu olduğundan meydana gelen iltihaplanma sürekli ilerleme gösterir. Sivilceye benzer yapıda başlayan bu küçük sorun ilerleyerek cilt altında bir yada birden fazla apsenin meydana gelmesine sebebiyet verir.

    HS Bulaşıcı mıdır?

    Herhangi bir bulaşma riski söz konusu değildir. Bazı ailelerde birden fazla kişide ortaya çıkması bulaşıcı olduğunu düşündürüyor olsa da köpek memesi hastalığı kişiden kişiye bulaşma eğilimi olan bir hastalık değildir. Ailede birden fazla kişide görülme sebebi genetik yatkınlıktan kaynaklı olabilmektedir. Ancak anne yada babasında hidradenit olan bir bireyde mutlaka görülür diye bir kaide yoktur. Bununla beraber ailesinde hiç HS hikayesi olmayan birinde de ortaya çıkabilmektedir.

    Köpek Memesi Nasıl Teşhis Edilir?

    Konusunda tecrübeli bir hekim yapacağı göz muayenesi ile HS teşhisini net bir şekilde koyabilir. Daha önce HS ile karşılaşan bir birey bir sonra ki oluşumlarda kendi kendine de anlayabilir. Belirtileri her ne kadar bireye göre değişiklik gösterse de karmaşık bir hastalık olmadığı bilinmelidir.

    Belirtileri Nelerdir?

    – Kokulu ter salgısı ve yağlı olan bölgelerde sivilce benzerinde meydana gelen oluşumlar.
    – Küçük boyutlu bir yada birden fazla şişlik.
    – Bölgede ağrı ve kızarıklık
    – Cilt üzerinde fazlalık varmış gibi katlantılar görülmesi
    – Sivilce benzeri yapının ilerleyerek çıban şekline dönmesi
    – Tedavi aksadıkça çeşitli boyutlarda apseler meydana gelmesi
    – Kötü kokuya sahip akıntılar
    – Ağrılı süreç bittikten sonra cilt altında nohut şeklinde sert şişliklerin oluşması
    – Patlama söz konusu olduğunda delikler görülmesi

    Köpek Memesi Hastalığı Tedavisi – Ameliyatsız –

    Bakterilerden dolayı oluşan mikrobik bir hastalık olduğundan doktorunuz öncelikle antibakteriyel yani antibiyotik özelliği bulunan bir merhem ile tedaviye başlayacaktır. Ancak merhem cilt altında problemin köküne nüfuz edemeyeceği için çok fazla bir etkisi olmayacaktır. Bu sebeple ağızdan alınacak bir antibiyotik gerekmektedir. İğne yoluyla yapılabilir olsa da çok gerekli değildir. HS koltuk altında ise kol vücut ile birleştiğinde ağrı kaçınılmaz olabilir. Mevcut ağrıyı azaltmak için ağrı kesici tabletler tercih edilebilir. Diğer cilt hastalıklarının çoğunda kullanılan lazer veya radyo frekans gibi yöntemler bu konuda etkili değildir.

    Köpek Memesi Hastalığı Tedavisi – Ameliyat –

    Ameliyatsız yöntemde bahsettiğimiz antibiyotik kapalı alanlarda çoğunlukla tek başına yeterli olmayacaktır ve tedavi edemeyecektir. İlaçla tedavi başarı göstermediğinde bu süreç içerisinde hastalık ilerleyecek ve apseleşecektir. Burada en doğru yaklaşım küçük bir kesiyle apse yada apselerin boşaltılması olacaktır. Apse boşaltıldıktan sonra hastanın şikayetleri azalacak ve hastalık iyileşmeye başlayacaktır. Apselerin boşaltımı yapıldıktan sonra antibiyotik kullanmaya devam edilmelidir. Köpek memesi hastalığının sürekli oluşması bölgede tüneller, granülomlar, nodüller ve ciltte kalınlaşmaya sebep olur. Bu durum hastalığın tekrarlamasında rol oynayan bir etkendir.

    Hastalık süreklilik kazandıysa, devamlı tekrarlıyorsa, bölgede bulunan cilt kalitesi bozulduysa sorunlu deri klasik yöntemlerle kesilerek çıkarılır. Eğer çıkarılması gereken deri alanı büyük çaptaysa bu bölgeye deri nakli gerekebilir.

    Nasıl Önlenir?

    Hastalığı hiç yaşamayan ve hatta duymayan bir bireyin önlem almak istemesi mümkün değildir. Yaşamayan birinin önlem alması gereklide değildir. Çok nadir karşılaşılan bu hastalığa daha önce bir kez yakalanan bir kişinin herhangi bir tekrarlamaya karşı önlem alması doğru bir yaklaşım olacaktır. Çünkü aynı bölgede birden fazla meydana gelmesi orada ki cildin deforme olmasına ve kalıcı hasarlar bırakmasına sebep olacaktır.

    Yazımızda detaylı bir şekilde ele aldığımız hastalığın mikroplardan dolayı oluştuğunu ve buna istinaden mikrobik bir hastalık olduğunu sıklıkla belirttik. Bölgede bulunan mikropları azaltmak veya tamamen yok etmek hastalığın tekrarlama ihtimalini düşürür veya ortadan kaldırır.

    Klorheksidin (clorhexidin) kullanımı, deri bölgesinde bulunan mikropları deriye herhangi bir zarar vermeden %99.99 oranında öldürebilir. Bu sayede hastalığın oluşması yada tekrarlaması da yüksek oranda önlenmiş olur.

    Klorhexidin maddesi ağız gargarası, deri antiseptiği, diş macunu, tıbbi aletlerin dezenfeksiyonu gibi farklı alanlarda üretimi vardır ve bir çok alanda kullanılmaktadır. Cilt için tercih edilen antiseptikler göz önüne alındığında klorheksidin glukonat maddesi en güvenilir olanıdır.

  • Basur İlaçları Nelerdir? Basur İlaçla Tedavi Edilir mi?

    Basur hastalarının en çok merak ettiği konulardan biride basur hastalığının ilaçla iyileşip, iyileşmeyeceğidir. Bu yazımızda basur ilaçları nelerdir, hangi ilaç nasıl kullanılır ve etkisi nelerdir gibi başlıklara yer vereceğiz.

    Tam sınırları olmasa da şu çeşitleri vardır;
    – Haplar (tablet veya kapsül)
    – Fitiller
    – Anüs içine kanülle uygulanan kremler
    – Anüse dışarıdan sürülerek uygulanan merhemler
    – Spreyler
    – Bitkisel kürler (genellikle bulamaç tarzında)
    – Bitkilerle hazırlanan içecekler

    Bu ilaçları veya kürleri kullanırken şikayetlerinizin bir hafta on günde geçmemesi halinde muayene olmalı ve anoskop muayenesi yaptırmalısınız çünkü şikayetlerinizin sebebi kötü huylu başka bir hastalık olabilir. (1)

    basur hemoroid ilaçları tedavi eder mi

    Basur İlaçları (Tablet)

    Daflon Tablet
    Toplar damarların çeperini güçlendirerek daralmasını sağladığı söylenen hisperidin ve diosmin adlı maddeleri içerir. Bu etkisiyle şikayetleri azaltma yanı sıra kanama ihtimalini ve şişliği de azaltması beklenebilir. Şikayetlerin az olduğu dönemde sabah 2 akşam 2 şeklinde alınır, şişlik, ağrı, kanama gibi şikayetlerin arttığı dönemde günde üç defa iki tablet alınabilir.

    Doxium Tablet
    En çok bilinen ikinci ilaçtır. Kalsiyum dobesilat içerir 500 ve 1000 mg lık formları vardır. Etkisi diosmin gibidir, daflon ile kıyaslandığında yaklaşık aynı sonuç elde edilir. Günde 2 tablet yeterli olmaktadır. Kalsiyum dobesilat bölgedeki toplar damarlar üzerinde kısmı daraltıcı etki gösterir.

    Vendios
    Daflonun içeriklerinden diosmin içerir etkisi daflon ve doxium gibidir. Elde edilecek sonucun da benzer olması beklenir. Şikayetlerin durumuna göre günde iki veya üç tablet alınabilir.

    Venoruton Tablet
    Okserutin içerir, vazoprotektif yani damar koruyucu ve güçlendirici etkisi vardır. Minimal kanamaların durdurulmasına yardımcı olabilir. Diğer tabletlerle yaklaşık aynı sonuçlar beklenebilir.

    Basur Fitilleri

    Fitiller iç hemoroid için kullanılır. Fitil (supozituvar) formu olan her ilacın anal krem formu da vardır.

    Kortos Fitil
    Kortizon (hidrokortizon) ve poidokanol içerir. Kortizonun en belirgin etkisi uygulandığı yerde şişlik ve ödemi azaltır. Poidokanol uygulandığı yerde damarlarda büzülme sağlar bu hem kanamayı azaltır hem de ödemin azalmasına yardımcı olur.

    Kortizon içerdiği için bir haftadan uzun süre kullanılmamalıdır.

    Proktolog Fitil
    Proktolog ismi çok iyi düşünülmüştür çünkü makat hastalıkları uzmanı doktora proktolog denir. Ruskogenin ve trimebutin içerir. Ruskogenin toplar damarlarda büzüşme sağlar diğerleri gibi etkilidir, trimebutin spazm çözücü etkisi vardır, spazmdan kaynaklanan ağrıyı azaltır.

    Prokto Glyvenol Fitil
    İçeriğindeki lidokainin lokal anestezik etkisi ön plandadır, bu sayede ağrıyı azaltır. Tribenosid venoprotektif yani damar duvarı güçlendirici etkiye sahiptir bu sayede kanamayı ve diğer şikayetleri azaltabilir.

    Basur Kremleri

    Yukarıda belirttiğimiz gibi fitili olan tüm ilaçların anal kremleri de vardır. (2)

    Kortos Krem
    Kortizon (hidrokortizon) ve poidokanol içerir. Kortizonun en belirgin etkisi uygulandığı yerde şişlik ve ödemi azaltır. Poidokanol uygulandığı yerde damarlarda büzülme sağlar bu hem kanamayı azaltır hem de ödemin azalmasına yardımcı olur.

    Kortizon içerdiği için bir haftadan uzun süre kullanılmamalıdır.

    Proktolog Krem
    Ruskogenin ve trimebutin içerir. Ruskogenin toplar damarlarda büzüşme sağlar diğerleri gibi etkilidir, trimebutin spazm çözücü etkisi vardır, spazmdan kaynaklanan ağrıyı azaltır.

    Prokto Glyvenol Anal Krem
    İçeriğindeki lidokainin lokal anestezik etkisi ön plandadır, bu sayede ağrıyı azaltır. Tribenosid venoprotektif yani damar duvarı güçlendirici etkiye sahiptir bu sayede kanamayı ve diğer şikayetleri azaltabilir.

    Basur Merhemleri

    Bunlar kanülle anüsün içine uygulanmaz, dışarıdan sürerek uygulanır, bu grupta 4 ilaç vardır, Anestol Merhem, Anuflex Merhem, Hedensa Merhem, Hemoralgine Merhem. Bunlardan Anuflex hariç diğerleri sadece bölgesel uyuşturma yapar.

    Anestol Merhem
    İçeriğinde bölgesel uyuşturucu vardır, anal hematom, tromboze hemoroid, makat çatlağı gibi anüsün ağrılı hastalıklarında ağrıyı azaltmak için kullanılır.

    Anuflex Merhem
    En etkili ağrı kesici merhemdir, etkisinin yüksek olmasının sebebi bölgesel uyuşturma etkisi yanı sıra bölge kaslarının gevşemesini de sağlar. Bölgesel uyuşturma etkisini eugenia caryophyllataile sağlar Boğulmuş basur, makatta pıhtı toplanması gibi çok şiddetli ağrı yapan hastalıklarda anüs kaslarına kontrolsüz bir şekilde kramp girer ve ağrının önemli kısmı bu kramptandır Anuflex işte bu krampı da çözerek şikayetleri azaltır. (4)

    Hedensa Pomad
    Bölgesel uyuşturucu etkisiyle tromboze hemoroidde ağrıyı azaltır, anestole benzer bir etkiye sahiptir. Ağrı arttıkça tekrar uygulanabilir, sık uygulanmasının sakıncası yoktur.

    Hemoraljin Pomad
    Ağrıyı azaltma yanı sıra kısmen damar büzüşmesi yaparak sızıntı şeklinde olan kanamaları azaltabilir, daha çok ağrılı durumlarda önerilir.

    Basur Spreyi

    Bu sınıfta bir tek Memethol adlı sprey ve onun çakması Hemerothol Sprey adlı spreyler bulunur. Anüsün içindeki hemoroide dışarıdan sprey püskürterek iyileşmesini iddia etmek de böyle bir beklentiye girmek de çok mantıklı durmamaktadır. “Bizim ürünümüz farklı” zihniyetiyle üretilmiş gibi görünüyor.

    Bitkisel Basur Tabletleri

    Bunları üretenlerin, ürettirenlerin, satanların ne hemoroid hakkında ne de tıp hakkında hiçbir bilgisi olmadığını düşünüyorum. “üretelim de mutlaka satacak birilerini buluruz” mantığıyla üretilen, bilimsellikle hiçbir ilişkisi olmayan uzak durulması gereken ürünler olduğu için isimleri bile yazılmadı.

    Basur İçin Bitkisel Karışım

    Yaygın olarak bilinen ancak sıcak su oturma banyosu kadar dahi etkili olmayacak patlıcan sapı suyu en bilindiklerindendir. Evde yapılabilir bir şeydir ancak yine de en mantıklı yaklaşım anoskop muayenesi yaptırıp kesin teşhis koydurup bu konuda uzman doktorun önerisiyle ilaç kullanmaktır.

    Basur Ağrısı Nasıl Geçer

    En pratik ve etkili yöntem sıcak su oturma banyosudur. Banyo suyundan biraz sıcak suyun içinde 5-10 dakika oturmak bölge kaslarını gevşeterek ciddi rahatlama sağlar, gün içinde defalarca uygulanabilir, hiçbir yan etkisi yoktur.

    Ağrıyı azaltan en etkili ilaç ise Anuflex Merhemdir, hem uyuşturma hem de kasları gevşeterek rahatlama etkileri vardır.

    Bunun dışında Anestol Pomad, Hedensa Pomad, Hemoraljin Pomad da bölgesel uyuşturucu etkisiyle kısmi rahatlama sağlar.

    Basur Kaşıntısı Nasıl Geçer

    Hemoroid kaşıntısına özel bir ilaç yoktur ancak makat bölgesi kaşıntılarının tedavisine özel üretilmiş olan Pruzon Merhem diğer makat kaşıntısı sebepleri gibi hemoroid kaşıntısı için kullanılabilecek en etkili ilaçtır. Kortizon içeren kremler gibi yan etkisi yoktur.

    Hemoroid Nasıl Bir Hastalıktır

    Hemoroid yaygın olarak bacaklardaki gibi toplar damar genişlemesi olarak bilinir ancak bu doğru değildir. Her ne kadar o bölgedeki toplar ve atar damarlarda genişleme olsa da temel sorun bu değildir, asıl sorun bölgede taşıyıcı görevi olan bu sayede damarların genişlemesini de engelleyen bağ dokusu denilen yapının bozulmasıdır.

    Önce bölgedeki bağ dokusu bozulur bunun üstüne damarlar genişler yani ana sorun doku hırpalanması, bozulmasıdır.

    Basuru Kurutan Krem Var mı?

    Makatta çıkan her tür meme benzeri şeye basur memesi denir oysa bunların çoğu basurla alakası olmayan anal hematom (pıhtı toplanması), apse, siğil, polip gibi oluşumlardır. Bunların bir kısmı krem kullanılmasa dahi kendiliğinden kaybolur.

    Basur memesi oluşması dişin çürümesinden farksız bir doku bozulmasıdır, kremlerle veya diğer ilaçlarla ya da kendiliğinden düzelme ihtimali çürük dişin düzelme ihtimali gibidir yani asla düzelmez. Ancak ağrıyan çürük diş için ağrı kesici alındığında ağrının geçmesi gibi basur için krem kullanıldığında basurdan kaynaklanan şikayetler düzelir ama basur olduğu gibi kalır.

    Burada önemli olan teşhisin doğru konulmasıdır ve işe yaramaz bitkisel ürün satanların çıkış noktası da budur.

    Hastada % 100 kendiliğinden düzelen anal hematom oluşur, hasta bunu basur sanır, bitkisel ilaç kullanır ve hastalığı düzelir. Oysa burada iyileşen şey basur değil zaten kendiliğinden düzelecek olan hematomdur.

    Basur İlaçları İşe Yarar mı?

    Doku hasarı şeklinde olan bir çok hastalık gibi hemoroid hastalığında da dokudaki bozulma ilaçlarla düzeltilemez ancak şikayetlerde az veya çok düzelme elde edilebilir.

    Basur ilaçlarını kullanırken diş çürümesinden kaynaklanan ağrı için ağrı kesiciden beklenen kadar etki beklemelisiniz. Çürük dişin ağrısını ağrı kesici ile geçirseniz bile diş hala çürüktür. Basurlar için de bu söylenebilir basurdan kaynaklanan şikayetleriniz azalır ama basurunuzun derecesi değişmez, tabi ki ilk teşhisin doğru olması şartıyla.

    İlaç alarak basurunun düzeldiğini söyleyenlerin yaşadığı bu durum şöyle izah edilebilir; hasta tuvalete gider fazla ıkınarak anal hematom yani makatta pıhtı birikmesine neden olur ve sonraki günlerde ilaçlar kullanarak hastalığın geçmesini sağlar. Aslında burada oluşan anal hematom % 100 ihtimalle kendiliğinden geçen bir durumdur, bir şey kullanmasa da aynı sürede geçecektir ama teşhis doğru konmadığı için ilaçlardan alınan cevap da yanlış değerlendirilmiş olur.

    Kalıcı Tedaviler olan rubber band ligation, infrared cogulation, cerrah, lazer ve cerrahi işlemler ayrı yazılarda ele alınmıştır. (3)

    Basur İçin En Etkili İlaç Nedir?

    Basurun yaptığı şikayete göre kullanılacak ilaç değişir. Şikayetlerin hafif olduğu dönemde tablet olarak iki seçenek vardır, ikisi arasında belirgin fark yoktur. Daflon Tablet ve Doxium Tablet kullanılabilir, bunlar dışındaki bitkisel adıyla satılan ürünlerden uzak durmak gerekir. Ağrılı dönemde yine bu tabletler yanı sıra Anuflex Merhem ağrının azalmasında ciddi katkı sağlar. Bunlara ek olarak ılık su oturma banyosu da faydalıdır.

    Basur, hap, merhem, sprey yada benzeri ilaç ve ürünlerle sadece şikayetleri azaltılabilecek bir hastalık olup, tamamen iyileşmesi için cerrahi yöntemlerle tedavi olunması gerekmektedir. IDEA Kliniklerin tümünde hemoroid tedavisi için gerekli donanım ve tecrübeye sahip genel cerrahi uzmanları hizmet vermektedir.

    Dış Basur İçin En Etkili İlaç Nedir?

    Dış basur dokuda yapısal bir değişiklik yani meme gibi çıkıntıdır. Teşhis doğru konduysa tek tedavi yöntemi klasik cerrahi yöntemlerle kesilerek alınmasıdır.

    İç basur tedavisinde kullanılan ameliyatsız yöntemler lastikle boğma yöntemi, lazer ve infrared koagülatör dış basur tedavisinde kullanılamaz. Benzer şekilde iç basur tedavisinde kullanılan kremler ve fitiller dış basurda hiçbir etki yapmaz.

    Dış basur hastalığına benzeyen anal hematom Türkçe adıyla makatta pıhtı toplanması makat hastalıkları konusunda tecrübeli olmayan cerrahlar tarafından da dış basur veya tromboze hemoroid şeklinde yanlış teşhis edilebilir. Anal hematom ıkınmakla ortaya çıkan ve haftalar içinde % 100 ihtimalle geçen bir hastalıktır. İlk günlerde olan dayanılmaz ağrı için kullanılabilecek en etkili ilaç Anuflex Merhemdir.

    Referanslar:

    1. Lohsiriwat, V. (2015). Treatment of hemorrhoids: A coloproctologist’s view. World Journal of Gastroenterology: WJG21(31), 9245.
    2. Mounsey, A., Halladay, J., & Sadiq, T. S. (2011). Hemorrhoids. American family physician84(2), 204-210.
    3. Riss, S., Weiser, F. A., Schwameis, K., Riss, T., Mittlböck, M., Steiner, G., & Stift, A. (2012). The prevalence of hemorrhoids in adults. International journal of colorectal disease, 27(2), 215-220.
  • Makatta Şişlik Neden Olur? Sebepleri Nelerdir?

    Makatta şişlik bir çok sebeple olabilir, görülme sıklığına göre şöyle sıralayabiliriz;

    • Makatta pıhtı toplanması
    • Tromboze hemoroid (boğulmuş basur)
    • Makat apsesi
    • Makat siğili (kondilom), et beni gibi şişlikler olur
    • Dış basur
    • İç basur (şişlik olur dışkılama sonrası kaybolur)
    • Makat kanseri
    makatta şişlik neden olur nasıl geçer

    Makatta Pıhtı Toplanması

    Anal hematom da denir, neredeyse tek sebebi gereğinden fazla ıkınmaktır. Şiddetli ıkınınca bölgedeki küçük atar damarların yırtılması sonucu deri altına kan birikir, biriken kan genellikle yuvarlak şekilli, hareketli ve şiddetli ağrılıdır.

    Halter kaldırmak ağırlık kaldırma gibi bölge basıncını arttıran durumlarda da seyrek olarak gelişebilir. Anüs bölgesinin en şiddetli ağrı yapan sorunların 3. Sırasındadır. Ağrısını azaltmak için Anuflex Merhem kullanmak gerekir (1).

    Tromboze Hemoroid

    Türkçede boğulmuş basur denir, normalde var olan ama şikayet yapmayan basurlar şiddetli ıkınma sonucu anüsün dışına çıkar , geri giremez. Anüs dışında kalan bu yapılar anüsün kasılma gücüyle sıkıştırılır, bir anlamda parmağa lastik bağlamış gibi boğulur.

    Makatın en ağrılı hastalıkları arasında 2. Sırada gelir ki dayanılmaz ağrı olur. Anal hematomdan farklı olarak önceden hemoroid vardır ve şişlik daha şekilsizdir. Ağrıyı azaltmak için ılık su oturma banyosu yapılmalı, bu banyodan çıkınca Anuflex Merhem kullanılmalıdır (2).

    Makat Apsesi

    Anüste ağrı yapan hastalıkların en şiddetli ağrı yapanıdır. Hastanın sosyal yaşama katılmasını engelleyecek düzeylerde ağrı olur. Mikroplarla oluşan iltihabın apseye dönüşmesiyle ortaya çıkar.

    Şişlik daha çok yüksekçe tepe gibidir yani genel bir şişlik vardır. Şişliğin yanı sıra kızarıklık, ısı artışı, vücutta ateş yükselmesi de soruna eşlik eder. Ağrı için Apranax, Alveres gibi ağrı kesici haplardan alınabilir (3).

    Makat Siğili

    Kondiloma aküminata denir HPV (human papillom virüs) adlı virüsle ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Şişlikler daha çok küçük parmaksı çıkıntılar halindedir, hastaların dikkatli olması sebebiyle genellikle 3-5 mm çapa ulaştığında muayene olup tedavi ettirirler. Seyrek olarak duyarsız veya utangaç insanlarda büyük karnabahar kadar şişlikler olabilmektedir (4).

    Dış Basur

    Önceleri küçük üzüm tanesi gibi şişlik olur, tedavi edilmezse giderek büyür ve baş parmaktan daha büyük hale gelebilir. Ezilmeye bağlı hafif düzeylerde ağrı olur (5).

    İç Basur

    1. Derecede şişlik olmaz, 2. derecede dışkılarken şişip, kalkınca kendiliğinden kaybolur, 3. Derecede dışkılarken dışarı çıkıp şişer parmakla içeri itene kadar şişik kalır, parmakla içeri itince kaybolur.

    Makat Kanseri

    Daha çok krater şeklinde yara gibidir, kanadığı için çok şişmeden tedavi olunur. Duyarsız hastalarda çok  büyüyebilir.

    Makat İçinde Şişlik

    İçerdeki şişliklerde farklılık olsa da aynı hastalıklar içeride de şişliğe neden olabilir.

    Rektum Kanseri

    Bağırsağın son 8-10 cm lik kısmına rektum denir. Rektumdaki tümörler anüsten hemen yukarıda bağırsağı tıkayabilecek kadar büyüyebilir.

    Siğil bağırsağa ilerlemişse ve sadece dışarıdakiler tedavi edilip içerdekiler tedavi edilmese zamanla bağırsağı tıkayacak kadar şişebilir. Apse de de aynı sorun vardır, eğer apse derinlerdeyse (peri rektal apse) şişlik dışarıdan görülemez, anoskop , parmak muayenesi veya anal ultrason ile teşhis edilir.

    Makat Dışında Şişlik

    • Makatta pıhtı toplanması
    • İç basurun azması
    • Dış basur
    • Anüs apsesi
    • Kondilom
    • Anüs kanseri
    • İç basurun dışarı çıkması

    Gibi durumlarda karşımıza çıkmaktadır. Hepsi tedavi edilebilir, hastalıklardır özellikle apse bekletilmeden tedavi edilmelidir çünkü bekletilirse fistül hastalına dönüşebilmektedir. Apse tedavisi 1-2 dakikada yapılır ve hasta o anda ciddi düzeyde rahatlar.

    Makatta Şişlik Nasıl Geçer?

    Şişliğin sebebine ve şiddetine göre değişen tedaviler uygulanır

    Makat Apsesi

    Fistüle dönüşmemesi için iltihabın bir an önce vücuttan uzaklaştırılması en doğru yaklaşımdır. Apse küçük bir cerrahi girişimle birkaç dakikada boşaltılır (drenaj), boşaltıldığı an hasta rahatlar ve riskler ortadan kaldırılmış olur.

    Makatta Pıhtı Toplanması

    İlk 4 günde şiddetli ağrı olur, hasta bu günlerde geldiyse küçük bir kesikle pıhtı boşaltılır, hasta rahatlatılır. 4 günden sonra geldiyse ağrı azalmaya başladığı için genellikle girişim düşünülmez. Pıhtı boşaltılsa da boşaltılmasa da şişlik 4-6 haftada kendiliğinden % 100 kaybolur. İlk 4 günde aprıyı azaltmak için Anuflex Merhem kullanılabilir.

    Boğulmuş Basur

    Pıhtı toplanması (anal hematom) gibi yaklaşılır. Boşaltılacak pıhtı varsa bolaştılmalı ve hasta rahatlatılmalıdır. Bu dönemde herhangi bir yöntemle basur tedavisi yapılmaz çünkü normal şartlarda yapılan basur tedavilerinden çok daha fazla komplikasyon yaşanma riski olur. Ağrılı dönemde en etkili ilaç Anuflex Merhemdir.

    Makat Siğili

    Bulaşıcı bir hastalık olduğu için bekletilmeden tedavi edilmelidir. En etkili tedavisi radyo frekanstır. Tecrübeli ellerde memnun edici sonuç alınır. Tekrarlama eğilimi yüksek olduğu için tedaviden çok takip önemlidir. Tedavi olunacak klinikle takibin nasıl yapılacağı ayrıntılı konuşulmalıdır.

    Dış Basur

    Tek çözüm cerrahi olarak memeleri kesip almaktır, iç basurların tedavisinde kullanılan lazer, lastikle boğma tedavisi gibi ameliyatsız yöntemler uygulanmaz.

    İç Basur

    Derecesine göre, İRC (infra red koagülatör), lazer, RBL (rubber band ligasyon, lastikle basuru boğma) gibi ameliyatsız yöntemler veya Milligan Morgan gibi klasik ameliyatlarla tedavi edilir. Ameliyatsız yöntemler 1. -2. – 3. Derecelerde uygulanır. 4. Derecede en doğru yöntem ameliyattır. Lazer vs işe yaramaz, 4. Derece hemoroid teşhisi konduysa “lazerle alırız” gibi sözlere inanmayın.

    Makat Şişliği Kendiliğinden Geçer mi?

    Pıhtı toplaması da denilen ve makat bölgesi şişliklerinin en sık görüleni olan anal hematom % 100 kendiliğinden geçer ama diğer şişlik sebepleri olan tromboze hemoroid, dış hemoroid, siğil, kanser, apse kendiliğinden geçmez.

    Tüm bu hastalıkların gerektirdiği şekilde ve gerektirdiği zamanda tedavi edilmesi gerekir. Kanser ve siğil kısa sürede, apse aynı saatlerde tedavi edilmelidir. Tedavisi esilmesi gerektiği halde bekletilen hastalıklar çeşitli riskler taşır. Kanser vücuda yayılır, apse fistül denilen hastalığa dönüşür, siğil bağırsağa ilerleyebilir.

    Makat Kenarında Sivilce Gibi Şişlik

    Sivilce gibi oluşum şunları akla getirir;

    • Kıl dibi iltihabı (fronkülit)
    • Çok sayıda kıl dibi iltihabının beraber olması (fronkülozis)

    Bu bölgede kıl dibi iltihabı görülmesinin en sık nedeni ağda veya benzeri şekilde kılların kökünden alınmasıdır, kökünde alınan kıl yolunu şaşırarak sivilce benzeri sorunlara neden olur, diğer sebebi ise kılların otururken iç çamaşıra sürtünmesidir. Sivilce gibi şeylerin çıkması çok sık görülüyorsa tercihen bölgedeki kıllar lazer epilasyonla kalıcı olarak yok edilmelidir.

    • Apse başlangıcı
    • Tahriş olmuş siğil

    Bunların ilk üçünde antibiyotik kullanmak gerekir ama siğil şüphesi varsa proktoloji uzmanıyla görüşüp teşhis kesinleştirilmelidir, yoksa giderek yayılır. Apse başlangıç düzeyindeyken antibiyotikle düzelebilir ama düzelmedi ve ilerlediyse boşaltmak gerekir.

    Makat Şişmesi İçin Krem

    Bölge şişliklerinin % 80 kadarını pıhtı toplanması ve basur boğulması oluşturur bu ikisinden biri ise ağrıyı kesmek için Anuflex Merhem kullanılmalıdır, şişliği indiren krem olmadığı için ağrıyı giderip beklemek gerkir, basur için önerilen Kortos Krem, Proktoglivenol Krem, Proktolog Krem gibi kremlerin şişliğin inmesine en küçük bir etkisi olmaz ama kendiliğinden % 100 iner.

    % 20 lik kısmı oluşturan apse, kanser, siğil varsa krem vs kullanılmamalı doğru tedavisi için proktoloji uzmanından yardım alınmalıdır.

    Makatta Şişlik İçin Hangi Doktora / Bölüme Gidilir?

    Makat şişliği, tüm yazımızda ele aldığımız üzere bir çok makat hastalığından dolayı olabilir. Şişliğin teşhisi için muayene olmak gerekmektedir. Bu anlamda tecrübeli bir proktoloji uzmanına görünmek gerekmektedir. IDEA Kliniklerin tümünde proktoloji yani makat hastalıkları konusunda tecrübeli genel cerrahi uzmanları hizmet vermektedir.

    Makat Şişliği Hakkında Sık Sorulan Sorular

    Makatta meydana gelen şişlikler hakkında sıkça sorulan soruları sizler için yanıtlıyoruz.

    Makatta nohut büyüklüğünde sert şişlik neden olur, hangi hastalığın belirtisidir, nasıl geçer?

    Ikınmayla ortaya çıkan makatta pıhtı toplanmasında bu bulgular olur. Ağrı çok şiddetliyse küçük bir kesikle şişlik boşaltılır, ağrı azsa beklenir, şişliğin büyüklüğüne göre günler, haftalar içinde kendiliğinden kaybolur.

    Makatta şişlik var kanama yok ne olabilir?

    Apse, basur, kondilom veya anal hematom denilen pıhtı birikmesi olabilir. Bunlar anüs dışı sorunlar olduğu için pek kanama olmaz, kanama daha çok içerdeki sorunlardan kaynaklanır. Hem makatın dışında olup hem de kanama yapan hastalıklar kanser ve siğildir.

    Makat kenarında şişlik neden olur, nasıl geçer, kendiliğinden geçer mi?

    Makat kenarındaki şişlik daha çok apse olduğunu düşündürür ama tromboze hemoroid denilen boğulmuş basur ve anal hematom denilen pıhtı birikmesinde de olabilmektedir.

    Apse boşaltılarak tedavi edilmelidir.

    Hemoroid kendiliğinden zamanla geriler, gerilediğinde hemoroid tedavisi yapılmalıdır.
    Pıhtı toplanması kendiliğinden düzelir.

    Makatta sivilce gibi şişlik nasıl geçer?

    Anüs civarındaki sivilce gibi şişlikler daha çok kıl dibi iltihabı düşündürür. Sayısının artmaması, daha fazla derin dokulara ilerlememesi için muayene olup, teşhisi kesinleştirip uygun antibiyotik başlanmalıdır.

    Makat kenarında sivilce gibi şişlik var ne olabilir?

    Sivilce gibi şişlikler kıl dibi iltihabı düşündürür. Seyrek olarak hastalar bu bölge siğillerini de bu şekilde tarif etmektedir.

    Ters ilişki sonrası makatta şişlik oldu, nasıl geçer?

    Ters ilişki temelde bir travmadır, küçük de olsa bu travmaya bağlı olarak deri altında kanamalar olur. Kanama deri altında pıhtılaşarak durur ve şişlik şeklinde görülür. Tamamı birkaç haftada kendiliğinden kaybolur. Tedavi için bir şey yapmaya gerek yoktur, ağrı için Anuflex Merhem kullanılabilir. 2-3 hafta ters ilişkiden uzak durulmalıdır. Ters ilişkideki travma bazen kanama da yapabilir.

    İshal sonrası makatta şişlik oluştu, ne yapılmalı?

    Yoğun ishal olması aşırı ıkınmaya benzer etki yapar ve aşırı ıkınmada ortaya çıkan pıhtı toplanması olur. Şişliğin büyüklüğüne göre 4-5 haftada kendiliğinden kaybolur, vücut biriken pıhtıyı kan yapımında kullanmak için taşır.

    Kabızlık sonrası oluşan şişlik kendisi geçer mi?

    Kabızlık sonrası şişlik pıhtı toplanması ise kendiliğinden geçer ama basurun şişmesi şeklindeyse kısmen inse de geride basurun kendi şişliği kalır.

    Referanslar:

    1- Arthur, K. E. (1990). Anal hematoma (coagulated venous saccule or peri-anal thrombosis). Revista Medica de Panama15(1), 31-34.

    2- Greenspon, J., Williams, S. B., Young, H. A., & Orkin, B. A. (2004). Thrombosed external hemorrhoids: outcome after conservative or surgical management. Diseases of the colon & rectum47(9), 1493-1498.

    3- Ommer, A., Herold, A., Berg, E., Fürst, A., Sailer, M., & Schiedeck, T. (2012). German S3 guideline: anal abscess. International journal of colorectal disease27(6), 831-837.

    4- Stier, E. A., Sebring, M. C., Mendez, A. E., Ba, F. S., Trimble, D. D., & Chiao, E. Y. (2015). Prevalence of anal human papillomavirus infection and anal HPV-related disorders in women: a systematic review. American journal of obstetrics and gynecology213(3), 278-309.

    5- Mott, T., Latimer, K., & Edwards, C. (2018). Hemorrhoids: diagnosis and treatment options. American family physician97(3), 172-179.

  • Ben Aldırma Sonrası Bilinmesi ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

    Bütün hastalıkların tedavisinden sonra dikkat edilmesi gereken, yapılması ve yapılmaması gereken bazı şeyler vardır. Tedaviden hemen sonra tedaviyi yapan doktor veya asistanı bu konuda bilgiler verir ama ne yazık ki hastaların aklındaki bir çok soru cevapsız kalır ve hasta tedavinin verdiği telaş ve stresle bunların çoğunu sormayı unutur ya da doktorunu sıkmak istemediği için sormaz.

    Sayfanın içeriği hastaların sıkça sorduğu sorular ve cevaplarını içermektedir. Hasta sorularından derlendiği için sayfada ben tedavisi yaptırdıktan sonra aklınıza gelebilecek soruların çoğunun cevabını bulabileceksiniz. Cevabını bilmediğiniz soruları instagram sayfamızda ilgili tedavi görsellerinin altından bize yöneltebilirsiniz.

    ben tedavisi sonrası ne yapılmalı

    Ben Tedavisinden Sonraki Bakım Nasıl Olur?

    Burada yazılanlar lazerle ben tedavisi sonrası dikkat edilmesi gerekenler olduğu kadar diğer ameliyatsız tedavilerden sonrası için de geçerli önerilerdir. Bu öneriler tüm yöntemleri uygulayan, yöntemlerin bir kısmını dünyada ilk kez düşünen ve uygulayan, bu yöntemler konusunda on binlerce hasta tecrübesi olan IDEA Klinik uzmanlarının yaptığı ve aynı zamanda herkese önerdiği uygulamalardır. Diğer kliniklerin değişik yaklaşımına şaşırmamalısınız bunun sebebi tıpta doğrunun tek olmamasıdır.

    Benler alındıktan sonra benin çapı büyüklüğünde yara oluşur. Yara kelimesi sizi tedirgin etmesin bu basit bir yaradır. Açık ve bu kadar küçük yaralar iltihap kapsa da sorun olmaz ve kolaylıkla iyileşir. Oluşan bu yara, mikrop öldürücü içeren merhem sürülerek hatta ona bile gerek kalmadan, basit bir yara bandıyla kapatılabilir, açık da kalabilir. Açık kalmasının sorun olacağını düşünmeyin çeşitli avantajları da vardır. Hastayı görsel olarak rahatsız edecek pansumanla kapatmaya gerek yoktur.

    Ben Alındıktan Sonra Ne Zaman Banyo Yapılır?

    Ben aldırma işleminden sonra tercihen ilk gün su değmemeli yani duş alınmamalıdır, sonraki gün duş alınmasında tıbben sakınca yoktur. Abdest almak gibi zorunlu uygulamalar dine uygun şekilde yapılabilir ancak küçük bir risk artışına razı olunarak yıkanabilir de, çok ciddi bir sorun yaşanması beklenmez. Duş aldıktan sonra açık kalmasında sakınca yoktur, içiniz rahat değilse basit yara bandıyla kapatabilirsiniz. Sonraki günlerde dilediğiniz kadar sık banyo yapabilirsiniz, sık banyo yapmanın hiçbir sakıncası yoktur.

    Ben Tedavisinden Sonra Hangi Krem Kullanılır?

    Yara iyileşmesini hızlandırmak, mikrop kapma riskini azaltmak, minimal iz kalmasını sağlamak amacıyla içeriğinde enfeksiyon ihtimalini azaltıcı, deri yenilenmesini hızlandıran maddeler bulunan Kutalin krem veya benzeri ürünlerden biri ince bir tabaka halinde sürülebilir. Ben aldırdıktan sonra iz kalmaması için krem kullanımına özen gösterilmelidir. Bu sayede ya iz kalmaz yada sohbet mesafesinden belli olmayacak belli belirsiz minimal bir iz kalabilir.

    Bunlar banyodan sonra sürülebildiği gibi günde 2-4 defa ince tabaka şeklinde uygulanabilir. Eskiden bu tür işlemlerden sonra iltihabı engellemek amacıyla antibiyotikli yara merhemleri önerilirdi. Günümüzde yeni geliştirilen maddelerle yapılan kombine kremler tercih edilmektedir. Bu tercihin en önemli sebebi yeni geliştirilen kremlerde mikropları öldürücü etki yanı sıra yara iyileşmesini hızlandıran, daha az iz kalmasını sağlayan, leke oluşumunu önleyen maddeler olmasıdır. Bu şekilde içeriğinde güneş koruyucu, mikrop öldürücü, yara iyileşmesini hızlandıran, leke oluşumunu engelleyen maddelerle kombine olarak üretilen kremlerin en bilineni Kutalin Kremdir.

    Ben Alındıktan Sonra Ne Zaman Kabuk Oluşur

    Büyük, küçük neredeyse bütün deri yaralanmalarından sonra kabuk oluşur, kabuk vücudumuzun bir savunma mekanizmasıdır ve vücudun kabuk oluşturmak için bir çok amacı vardır. Bunlar; dış etkilere karşı korumak, acıyı azaltmak, iltihap ihtimalini düşürmek, geçici bir deri oluşturmak. Kabuk genellikle üçüncü, dördüncü günlerde oluşmaya başlar ve 2-3 günde tamamlanır. Kabuklanma doğal bir savunma mekanizmasıdır. Bu dönemde kabuğun oluşmasını engelleyecek sert uygulamalardan kaçınmak gerekir. Kabuk oluşumu tamamlandıktan sonra kendi düşmesini beklemek gerekir. Kabuğu zorlayarak kaldırmak küçük kanamaya neden olabilir ve kabuk yeniden oluşur yani boşa vakit kaybıdır. Oluşan kabuklar sıklıkla bir hafta on günde şapka gibi düşer. Alınan benin büyüklüğüne göre bu yazılan günler biraz önce veya biraz sonra olabilir ve son derece önemsizdir. Bazı kişilerde hiç kabuklanma olmayabilir bu da doğal bir durumdur panik yapmaya gerek yoktur.

    Ben Alındıktan Sonra Oluşan Kırmızılık Ne Zaman Geçer

    Benin alındığı yerde oluşan kabuk düştükten sonra benin çapı kadar büyüklükte pembemsi, hafif kırmızı bir deri oluşur. Ortaya çıkan bu yeni derinin oluşum sebebi vücudun bu bölgedeki sorunu daha hızlı düzeltmek için bu alana gelen kanı arttırmak amacıyla kılcal damarları geliştirmesi ve yeni kılcallar oluşturmasıdır. Bu duruma revaskülarizasyon yani yeniden damarlanma denir ve tüm yaralanmalardan sonra oluşur. Yara iyileşmesinin normal bir dönemidir. Oluşan pembeliğin sorunsuz şekilde % 100 düzeleceğinden emin olabilirsiniz. Oluşan kırmızılığın gerileyip etraf deri rengine bürünme süresi kişinin bünyesine göre değişir.

    Hastaların çoğunda 8-10 haftada düzelir, seyrek de olsa beyaz tenli bireylerde bu süre 7-8 ayı bulabilir. Sebebi bilinmese de bazı kişilerde bu süre 2 yıla kadar uzayabilir ama çok çok seyrek rastlanan bir durumdur. Yüzün ön kısmında iyileşme en hızlıdır gövdede bu süre daha uzundur ama son hali mutlaka normal deri rengidir.

    Aslında basit bir sivilceden ağır yaralanmaya kadar neredeyse bütün yaralanmalarda iyileşme süreci şöyledir
    – İyileşmenin %90’lık kısmı 8-10 haftada tamamlanır.
    – %95’lik kısım için 8 ay geçmesi gerekir.

    İyileşmenin son hali yani % 100 yakın iyileşme için gereken süre iki seneye yakındır.

    Süreler böyle uzun olsa da hasta ilk iki haftadan sonraki değişimi zor fark eder iki aydan sonraki değişimi anlaması mümkün değildir çünkü yukardaki verilen sürelier dokunun mikroskopik incelenmesiyle ortaya konmuş sürelerdir.

    Ben Alındıktan Sonra Ne Kadar İz Kalır?

    Çukurluk veya izin nedeni doku alınmasıdır. İz bütün yaralanmalarda kaçınılmaz sondur, bazı internet sitelerinde ve google reklamlarında “iz kalmadan ben tedavisi” okuyabilirsiniz bu düpedüz yalandır ve normal bir hekimin asla söylemeyeceği bir sözdür. Bu sözü söyleyen kişinin tek derdi sizi kandırıp cebinizdeki parayı almaktır ama emin olun size yalan söylemeyenlerden daha fazla üzülmenize neden olurlar.

    Ben derinin derin tabakalarına ilerliyorsa oluşacak iz de çukur da derine inmeyene kıyasla daha fazla olur. Burada yöntemin, uygulayıcının tecrübesinin önemlidir ancak kişinin iyileşme yeteneği de önemlidir. Ben derinin alt tabakalarına kadar inmiyorsa işlem yapılırken titiz davranılır, tabakalar çok ince şekilde alınırsa genellikle sohbet mesafesinden algılanmayacak düzeyde belirsiz ya da çok belirsiz bir iz kalır.

    Ben Tedavisi Sonrası Leke Oluşumu

    Bu konuda tecrübeli doktorlar derin çukur kalmasını engellemek için mümkün olduğunca yüzeyel çalışır, bu sebeple işlemden 8 hafta kadar sonra % 3 ihtimalle belirsiz kahverengi lekeler olabilir. Bunun nedeni yüzeyel çalışmaktır, derin çalışılırsa leke oluşmaz ama rahatsız edici çukurluk olabilir. Lekenin oluşumu tekrarladığı anlamına gelmez ikinci sean gerektiği anlamına gelir. 8 hafta ya da daha sonraki dönemde gerekirse ikinci seans yapılır. Bu ihtimal ortalamada % 3 dolaylarındadır. İdea Klinik şubelerinde ikinci seanslardan ücret alınmaz. Burada amaç en iyi sonucu almaktır.

    Ben Alındıktan Sonra Tekrar Eder mi?

    Doğru yöntemle uygun şekilde alınan ben asla tekrar etmez. Önemli olan iki faktör doğru yöntem seçilmesi ve uygulayan doktorun tecrübesidir. Gittiğiniz klinikte tüm yöntemlerin uygulandığından emin olmalısınız yoksa klinikte hangi yöntem varsa o yönteme ikna edilirsiniz. Yani benin yapısına göre değil kliniğin donanımına göre teknik seçilmiş olur ki bu sizin değil kliniğin avantajına bir durum olur.

    Ameliyatla benin alınması biraz daha farklı bir durumdur, alan cerrah kenarlarda bene ait hücreler bıraktıysa tekrar ortaya çıkabilir ancak bu önemsenmeyecek kadar seyrek görülen bir durumdur ve tekrar tedavi gerektirir.

    Ben aldırdıktan sonra dikkat edilmesi gerekenler yazımızda tüm ayrıntıları ile ele alınmıştır. IDEA Klinik olarak gelişmiş yöntemlerle ameliyatsız ben tedavisi yapmaktayız.